Birçok davranış probleminin nedeni olan kronik stresin etkenleri ve nasıl önlenebilecekleri
Stresin, özellikle de kronik stresin, kedilerde en fazla görülen davranış problemlerinin ve birçok hastalığın önemli bir etkeni ya da tetikleyicisi olduğu bilinmektedir. Normal şartlarda hayat kurtarıcı fizyolojik tepkileri tetikleyen kısa dönemli “akut stres” kalıcılaşıp uzun döneme yayılırsa “kronik stres”e dönüşür; fizyolojik mekanizmalar bununla baş edemez ve çeşitli sağlık sorunları ve davranış problemleri ortaya çıkar.
Kediler herhangi bir sebeple kronik stres yaşadıklarında bunu genelde açıkça dışa vurmazlar, aksine daha sakin ve durağan bir hale gelebilirler. Bu nedenle, stres yaşayan bir kedinin gösterebileceği belli belirsiz işaretleri bilmek ve fark edebilmek, zaman kaybetmeden gerekli aksiyonların alınabilmesi açısından önemlidir.
Fark edilmesi kolay olan akut stresi beklenmedik bir olay ya da tehdit tetikleyebilir. Akut stres yaşayan bir kedide şunlar gözlemlenebilir:
Donakalma
Çömelerek yere yaklaşmak ve sürünerek yürüme, titreme
Karnın saklanması, hızlı nefes alıp verme
Bacakların kırılmış olması ve vücuda yapıştırılması
Kuyruğun vücuda yapıştırılmış olması
Başın bedenden daha aşağıda bir pozisyonda ve hareketsiz durması
Gözlerin ve göz bebeklerinin tamamen açık olması
Kulakların arkaya doğru kafaya yapışmış pozisyonda yatıklaşması
Bıyıkların arkaya doğru olması
Yanık miyavlamalar, ulumalar, hırlamalar, tıslamalar şeklinde vokalizasyonlar ya da hiç ses çıkarmama
Salya akıtma
İstemsiz ürinasyon (çiş yapma) ya da defekasyon (kaka yapma)
Yaklaşınca agresifleşme
Kronik stresin fark edilmesi çok daha zordur çünkü genelde uzun zamana yayılarak gelişir ve işaretleri daha az göze çarpar. Varlığı kedinin rutin davranışlarındaki bazı değişimlerden fark edilebilir:
Beslenmede, temizlenmede, ürinasyonda ve defekasyonda azalma ya da aşırı yeme
Dinlenmenin artması ya da uyuyormuş gibi zaman geçirme
Saklanma
Sosyal bağımlılıkta artış ya da sosyallikten kaçınma
İnsanlara ya da kedilere karşı defansif agresyon
Aşırı tetiklik ve irkilme tepkisinin güçlenmesi (en ufak seste zıplama)
Oyun aktivitelerinin azalması
Genel davranış örüntülerinde değişimler
Yanlış yerlere ürinasyon ve defekasyon
İdrar püskürtme
Aşırı tımarlanma ve pika davranışları (gıda olmayan nesnelerin yenmesi)
Yüz sürtmede ve yüzeyleri tırmalamada artış
Yer değiştirme davranışları (bağlamla uyumsuz, bir anda ortaya çıkan, sık tekrarlı davranışlar)
Yönü değişmiş agresyon (Bir kişiye ya da diğer bir pete sebepsizce saldırmak. Detayları için "Kedilerde Saldırganlık" sayfamıza bakabilirsiniz.)
Çelişki içeren davranışlar (yaklaşma ve kaçınma gibi birbirleriyle çelişen davranışların neredeyse aynı anda gösterilmesi)
Bir kedinin zorluklarla başa çıkabilme becerisini hem genetik yapısı hem de ana rahminden başlayan gelişim sürecindeki çevresel etkiler belirler. Bu nedenle, spesifik durumlarda kedilerin ne derece strese gireceği değişkenlik gösterir.
Anne kedilerin hamilelik döneminde strese maruz kalmaları, yetersiz beslenmeleri, yavrularının da stres yaşamaya ve birçok davranış probleminin etkeni olan uyum başarısı düşük baş etme stratejileri geliştirmeye daha yatkın olmalarına neden olabilir. Babaları ve anneleri insanlara yaklaşan, arkadaşça davranan kedilerin yavruları, özellikle de 2. ve 8. haftalar arası insanlarla pozitif temaslar deneyimledilerse, insanlara çok daha sıcak davranan, yabancı nesnelere daha kolay yanaşabilen bireyler olabilmektedir.
Kedileri en az 8 haftalıkken, idealde 10-12 haftalık olduktan sonra sahiplenmek, biliniyorsa anne ve babası insanlara yaklaşan kedilerin yavrularını sahiplenmek, 2. ve 8. haftalar arasında insanlarla pozitif sosyal etkileşimler yaşamış yavruları sahiplenmek, insanlı yaşamında kronik stres yaşama potansiyeli daha az olacak bir yavruyu sahiplenmek demektir.
Habituasyon kedinin kendisi için önemsiz, tekrar eden çevresel uyaranlara (görüntüler, sesler, kokular, olaylar...) alışması ve varlıklarını önemsememesi; stres, kaygı, korku duymayacak hale gelmesidir. Sosyalizasyon, kedinin yaşam ortamında bulunan diğer kedi, insan, varsa köpek vb. petlere alışması ve varlıklarında stres, kaygı, korku duymaması, onlarla pozitif sosyal ilişkiler ve bağlar kurabilir hale gelmesidir. Bu konulardaki becerilerin kedilere küçüklükte kazandırılması çok daha kolay olmakla birlikte her yaşta önemli ilerlemeler kaydedilebilir. ("Kedi Eğitimi" sayfamızdaki "Duyarsızlaştırma ve Karşı Koşullandırma" başlığından, "Kedi Eğitimi Örnekleri" bölümümüzdeki "Korkmama Eğitimi" sayfamızdan faydalanabilirsiniz.)
Yavru kedilerin erken gelişim döneminde, özellikle belirleyici sosyalizasyon dönemi denen 2. ve 8. haftalar arasında, insanlarla pozitif nitelikli deneyimler yaşamaması ve genel olarak yavruluk süresince, hayatlarının ileriki dönemlerinde karşılaşacaklarına benzer nitelikteki olayları, görüntüleri, sesleri ve kokuları deneyimlememeleri, bu durumlar oluştuğunda daha kolay strese girmelerine ve korkmalarına yol açar; dolayısıyla yavru kedileri, onları rahatsız etmeyecek biçimde, pozitif pekiştirmenin yoğun olarak kullanıldığı kurgular içinde hayatlarında daha sonra karşılaşabilecekleri uyaranlara azdan çoka giden bir rejimde yavaş yavaş maruz bırakmak ileride daha az stres yaşayacak kediler olmaları için önemlidir. (Pozitif pekiştirmeyle ilgili daha fazla bilgi için "Kedi Eğitimi" bölümümüzdeki "Kedi Eğitimi - Temeller" sayfasından faydalanabilirsiniz.)
Kediler bölgeci hayvanlardır; belirli kriterleri sağlayan bir alanı sahiplenirler ve bu alana hayattaki en büyük değeri verirler. Bu kriterlerin en önemlilerinden biri rekabetin azlığıdır; bunun nedeni temel çevresel kaynaklara erişimlerinin rahat ve problemsiz olmasına çok önem vermeleridir. Temel çevresel kaynaklar; su, av hayvanları, güvenli yerler (dinlenme/uyuma/saklanma yerleri) ve tırmalama nesneleridir. Bunların her birini rakip kedi ve hayvanlarca engellenmeden gerçekleştirebilmek kedinin bir alanı bölgesi olarak sahiplenebilmesinde önemli bir faktördür. Yani rakip miktarı ne kadar az, kaynak miktarı da ne kadar fazla olursa kedi için stres o kadar azdır.
Bölgecilikteki diğer bir kriter potansiyel tehdit düzeyidir. Potansiyel tehditler ne kadar azsa bir yeri kedinin sahiplenme ihtimali artacaktır. Potansiyel tehditler hem kedileri avlayabilecek başka hayvanlar hem de kedinin kaynaklara erişimini zorlaştırabilecek (ya da öyle olmasa bile kedinin öyle algılayabileceği) her türlü hayvan, olay, durum ya da nesnedir.
Başka bir kriter, öngörülebilirlik ve kontrolde olma duygusudur. Kediler yeni olan her şeyi (olay, durum, nesne, koku, ses, görüntü…) önce potansiyel tehdit ve tehlike olarak algılamaya eğilimlidir; doğada büyük oranda soliter yaşayan bir hayvanın hayatta kalma ihtimalini arttırması için bu aşırı hassasiyet ve tetiktelik çk önemli bir evrimsel araçtır. Bir bölgedeki günlük yaşam akışı ne kadar rutinleşmişse, sıradışı uyaranlar, olaylar ya da durumlar ne kadar azsa; günlük yaşam akışındaki düzen ve istikrar ne kadar fazlaysa; nesnelere, olaylara, durumlara, seslere, kokulara, görüntülere kedinin aşinalığı ne kadar fazlaysa, her bir temel çevresel kaynak için ne kadar fazla sayıda opsiyon mevcutsa öngörülebilirlik, kontrolde olma duygusu ve çevresel güvenlik duygusu o kadar artar, tehdit ve tehlike algısı o kadar azalır ve kedinin bir yeri bölgesi olarak benimseme olasılığı ya da halihazırda benimsediği bölgesindeki esenliği artar.
Kedinin bölgesi olarak benimsediği bir alanda, kedi bakımında evlerimizde, yukarıdaki kriterler kedinin doğasının ve bireysel mizacının gerektirdiği düzeyde sağlanmazsa ve bu durum devamlılık gösterirse kedi kronik stres yaşar; stres belli bir düzeyin üstüne çıktığında da o alanı bölgesi olarak benimsemekten vazgeçebilir ve terk etmek isteyebilir. (Stres faktörlerinin artması, alışılan rutinin bir anda değişmesi gibi nedenlerle kedilerin evlerini terk etmesinin birçok örneği bilinmektedir. 10 yıllık kediniz, mesela, köpeğinizin doğum yaptıktan kısa süre sonra evi terk edebilir. Bir anda hiç yoktan 5-6 yeni canlının yaşam alanında belirivermesi, evdeki rutin düzenin uzunca bir süredir hamile köpeği ve doğumla birlikte yavruları da merkez alacak şekilde ciddi ölçüde değişmesi, kendisine gösterilen ilginin ve bakımın azalması kısa sürede kedinizin kaldırabileceği stres düzeyinin aşılmasına neden olabilir. Çevremizde yaşanmış bir olaydır.) Bölgesini terk etme imkânı yoksa hastalanabilir, depresyona girebilir ve/veya davranış problemleri ortaya çıkabilir.
Ele aldığımız bu kedi özellikleri doğrultusunda aşağıdakilere dikkat etmek, stressiz bir kedi çevresi ve kedi yaşamı kurgulamak açısından önemlidir:
Kedinizin temel çevresel kaynaklarını eksiksiz ve çoklu olarak sağlamalı ve erişiminin sorunsuz olduğundan emin olmalısınız. Birden fazla kediniz varsa ve birbirlerini yalama, beraber dinlenme/uyuma, kafa sürtme, kuyruk dolama, beraber oynama gibi belirgin arkadaşlık davranışları göstermiyorlarsa bu kedileri, fiziksel olarak kavga etmiyorlarsa bile, birbirlerinden hoşlanmayan rakip kediler olarak kabul etmeli ve tüm çevresel kaynakları çoklu ve ayrı sunmaya özellikle dikkat etmelisiniz. Her bir kaynak için “farklı yerlerde konumlandırılmış, en az kedi sayısı+1” kuralını aklınızda tutmalısınız. İki kediniz varsa, farklı yerlerde konumlandırılmış biçimde en az 3 WC, 3 yemek kabı, 3 güvenli yer… Bu konuda detaylı bilgi için “Evdeki Kedi” bölümümüzdeki “Kediler ve Kaynaklara Erişim” sayfamızdan faydalanabilirsiniz.
Kedinizin evde tehdit olarak algıladığı şeyleri kedinizin beden dilini gözlemleyerek (yavaş çekimde gibi hareket etme, tehdit olarak algıladığı şeye dikkatini vermişken en küçük bir dış uyarandan bile aşırı irkilme, kuyruğun yere paralel ya da hafif aşağı açılı olması gibi) tespit etmeli ve tehdit algısını yok etmek için gerekenleri yapmalısınız. Ya bu algıyı oluşturan şeyleri hayatından çıkarmalı ya da buna imkân yoksa “duyarsızlaştırma ve karşı koşullandırma” eğitimiyle kedinizin tehdit algısını bitirmeli, gerekirse kaçınmadan hoşlanmaya çevirmelisiniz. (Bu konuyla ilgili “Kedi Eğitimi” bölümümüzdeki “Korkmama Eğitimi” sayfamızdan faydalanabilir; elektrikli süpürge örneği üzerinden bunun nasıl yapılabileceğini öğrenebilirsiniz.) Tehdit algısının sebebi evdeki başka bir insan ya da hayvansa kedinize öncelikle ve acilen, bazıları mutlaka yüksek noktalarda, tehdit kaynağının erişemeyeceği konumlarda olmak üzere, "güvenli yer"ler sağlamalısınız. Bunlar kedinize istediğinde kolay uzaklaşma ve erişilememe opsiyonları sağlayarak çevresine dair hissettiği güvensizlik duygusunu azaltarak kontrolde olma ve güvenlik duygularını arttıracaktır. Sorunun devam etmesi durumunda sertifikalı bir kedi davranışları danışmanından hizmet almak gerekir.
Kedinizin alıştığı günlük hayat rutinlerinin o şekilde devam etmesi ve kedinizle olan etkileşimlerinizde davranışsal olarak istikrarlı ve öngörülebilir olmanız, sürprizlerin olmaması kronik stresi azaltmak açısından çok önemlidir. Kedinizin hayatına girecek yeni nesneleri, durumları, deneyimleri, olayları kademelendirilmiş tedrici bir rejimde, pozitif ilişkilendirmelerle hayatına sokmalı ve alışması için zaman tanımalısınız. Olmuyorsa, koşullar izin veriyorsa, zorlamamalısınız. (Parazit ilacı uygulanması, taşıma çantasına girmek ve veterinere gitmek, tırnak kesimi, diş fırçalama, elektrikli süpürge kullanımı vb. birçok durumda koşullar buna izin vermez, yani kedinizin normal şartlarda çok korkabileceği ve hiç sevmeyeceği bazı şeyler hayatında olmak zorundadır. Bu gibi durumlarda duyarsızlaştırma ve karşı koşullandırma eğitimi uygulamanız gerekir. Yukarıdaki linklere tıklayarak bu eğitimleri öğrenebilirsiniz.)
Kediler belirli evrimsel koşullar nedeniyle insan paralelinde “kontrol delisi” olarak niteleyebileceğimiz karakterdedirler. Bu, kedilerde bir kişilik ya da davranış bozukluğu değildir; tam tersine, doğal olan bu özellikleri sayesinde doğada tek başlarına hayatta kalabilip türlerini devam ettirebilirler. İnsanlar kedilerin bu yanlarını akılda tutmalı, saygı göstermeli ve buna uygun etkileşim kurmalıdır. Etkileşimi başlatmak ve ne kadar süreceğine karar vermek kediye bırakılmalıdır. Kedi hiçbir zaman fiziksel olarak kısıtlanmamalıdır; gelmek istemeyen bir kedi zorla tutulmamalı, kucağa alınmamalı; uzaklaşmak isteyen bir kedinin gitmesi engellenmemelidir. Kedi; insanlarla, başka hayvanlarla ve genel olarak çevresiyle tüm etkileşimlerinde kontrolün kendisinde olduğunu ne kadar hissedebilirse kendini o kadar daha iyi hisseder ve kronik stres yaşamaz. Bu konuda detaylı bilgi için “Evdeki Kedi” bölümümüzdeki "Kediler ve Sosyal Etkileşimler" başlıklı sayfadan faydalanabilirsiniz.
Kedilerin tercih ettiği etkileşim tipinin tam tersini temsil eden bir örnek... Genel olarak böyle etkileşimler, kedinize olan sevginiz ne düzeyde olursa olsun, kedinin doğal sınırlarını fazlasıyla aşar. (Videodaki kedinin beden dili de bu etkileşimden rahatsızlığını ifade ediyor. Kedi beden dili hakkında ilgili sayfamızdan faydalanabilirsiniz.)
Bir kedinin kendini iyi hissedebilmesi ve kronik stres yaşamaması için kendisine sunulan sevgi, gıdaya kolay erişim ve ev ortamının vahşi yaşama göre sağladığı sıradışı güvenlik yeterli değildir. Kedinin, özellikle de dışarı çıkarılmayan bir kediyse, başta avcılık davranışları olmak üzere doğal davranışlarını her gün yeterli miktarda sergilemesine izin verecek ve bunları teşvik edecek dinamik bir çevre kurgusu şarttır. Kapalı ev ortamının dışarıya göre çok daha az doğal unsur ve uyarana sahip olması da evi kedi için daha baştan problemli bir çevre haline getirir. Kedi için doğal bir habitatı ve yaşamı simüle edecek şekilde evinizi düzenlemeniz ve aktiviteler gerçekleştirmeniz kedinizin bedensel-psikolojik sağlığı ve kronik stresin engellenmesi için çok önemlidir:
Bazıları mutlaka yüksekte olan güvenli yerler.
Kedinin en çok gezindiği rotalarda, en çok zaman geçirdiği yerlerde, dışarı açılan kapıların yakınlarında konumlandırılmış stabil ve kedinin eğim ve malzeme tercihlerine uygun tırmalama çözümleri.
Tavana yakın seviyelere varan tırmanma opsiyonları ve yüksek seviyelerde gezinme, dinlenme, uyuma imkânları.
Doğal yaşamdaki avlanma süreçlerini simüle eder nitelikteki interaktif oyunlar. (Kedinizi her gün kedi oltasıyla oynatmalısınız.)
Gıdanın puzzle besleyicilerle ve evde farklı yerlere dağıtılarak verilmesi.
İnsanların ev yaşamının kedilerin kokusal olarak rahatsız olmayacağı şekilde kurgulanması ve sürdürülmesi.
Kedilerin görsel, işitsel, dokunsal, tatsal ya da kokusal olarak ilgisini çeken uyaranların, mümkünse doğadaki hallerine benzer şekilde, kedinin ev hayatına entegre edilmesi.
Bu konuda detaylı bilgi için “Evdeki Kedi” bölümümüzden faydalanabilirsiniz.
Genel türsel gereksinimlere ek olarak kedinizin kişiliğinden kaynaklı bireysel tercihleri de olacaktır. Kronik stresin yönetimi açısından bu konuda da hassas olmalı ve kedinizin mizacına bağlı tercih ve gereksinimlerine de saygı göstermeli ve bunları karşılamalısınız.
En çok karşılaşılan sorunlarla ilgili aşağıdaki sayfalarımızdan yararlanabilirsiniz:
Stress in cats. (5 Ekim 2018). Erişim tarihi: 29 Mart 2023. Erişim kaynağı: iCatCare | Arşiv bağlantısı