BU SAYFADAKİ İÇERİK BİLGİLENDİRME AMAÇLIDIR. TÜM TIBBİ DURUMLAR İÇİN ÖNCELİKLE VETERİNERLERE DANIŞILMALIDIR.
Kedinizi 10 yaşına kadar yılda 1 kez, 10 yaşından sonra 6 ayda 1 kez rutin kontroller için veterinere götürmeniz gerekir.
Rutin kontroller dışında; kedinizin hareketlerinde, bedeninde ya da fizyolojik fonksiyonlarında kolaylıkla fark edilebilen her türlü değişiklikte (sendeleme, topallama, aksama, kanama, yaralar, cilt sorunları, kusma, ishal; kıvam, renk, koku gibi özellikleri normalden farklı olan dışkı ve idrar...) ya da değişiklik görmüyorsanız bile yüksekten düşme vb. herhangi bir ciddi kazanın sonrasında zaman kaybetmeden veterinere gitmelisiniz. (Kediler ağrılarını ve tıbbi sorunları saklamakta çok beceriklidir. Yüksekten düşmüş kediniz size tamamen normal görünse de iç kanama ve kemik çatlakları gibi acil müdahale gerektiren sorunlar olabilir.)
Birçok zaman veterinere gitmenizi gerektiren tıbbi durumlar yukarıdaki örneklerdeki gibi açık olmayabilir. Böyle durumları ancak kedinizin davranış örüntülerindeki farklılaşmalardan anlayabilirsiniz. Bu nedenle, sadece bunlarla sınırlı olmamakla birlikte mesela daha çok uyuyorsa, normalde gezindiği saatlerde gezinmiyorsa, su ve gıda tüketiminde dikkat çekici azalma ya da artışlar varsa, sevdiği insanlarla etkileşimlerinde normalde vermediği agresif ya da çekingen tepkiler veriyorsa, daha önce duymadığınız tipte sesler çıkarıyorsa, dinlenmeye çekildiği, gözden uzakta olduğu sürelerde dikkat çeken artışlar varsa, ya da adını tam koyamasanız bile "bunda bir gariplik var" hissi sizde oluşuyorsa yine, zaman kaybetmeden veterinerinize ulaşmalısınız.
Burada önemli olan konu hiç zaman kaybetmemektir; "1-2 gün daha gözlemleyip sonra karar vereyim" gibi yaklaşımlar kediler için uygun değildir çünkü kedilerin fizyolojisi bize göre çok daha hızlıdır, herhangi bir tıbbi durumun ilerleyişi de buna bağlı olarak çok daha hızlıdır. İnsanda öldürücü seviyeye ulaşması haftalar hatta aylar alacak tıbbi bir durum kedide günler içinde bu seviyeye gelebilir. Ayrıca kedi sıkıntısını saklamakta da oldukça başarılı bir hayvan olduğu için sahibi durumu fark ettiğinde genelde bir süre zaten kaybedilmiştir. Kedide bir sorun olduğunun bakım verenleri tarafından fark edilmesiyle kedinin kaybedilmesi arasında 1-2 gün civarı süre olan çok fazla olay vardır.
◉
Kediler doğal yaşamda su ihtiyaçlarının büyük bölümünü yakaladıkları avlardan yani etten (etin su oranı yüksektir) karşıladıkları için susama hislerinin yeterince güçlü bir şekilde evrimleşmediği düşünülmektedir. Bu nedenle, kuru mamayla beslenen kedilerin büyük bölümünün yeterli düzeyde su alamadıkları ve kronik dehidrasyon (vücutta suyun yeterli düzeyde bulunmama halinin sürekliliği) çektikleri bilinmektedir. Bu son derece sağlıksız bir durumdur. Kedilerin önemli bir bölümünde böbreklerle ve idrar yollarıyla ilgili hastalıkların baş göstermesi ve bunların tüm kedi ölümlerinin en çok rastlanan etkenlerinden olması durumun ciddiyetini ortaya koymaktadır. Kedilerimizin su alımını arttırmak için aktif ve bilinçli bir çaba içinde olmamız gerekmektedir. Kediler için sağlıklı su tüketimi 50ml/kg/gün civarındadır; yani kedinizin vücut ağırlığının kilogramı başına günde 50 mililitre su (=50 gram su). Kediniz eğer 5 kilo ise günde 250 ml (50 ml x 5) su almalıdır; bu, içtiği su ve gıdasındaki suyun toplamı olarak düşünülmelidir. Gıdasının ne kadar su içerdiği ambalajların arkasında yazar. Kuru mamalar %7-%10 civarı, ıslak mamalar %65-%80 civarı su içerir.
Kedinizin su alımını arttırmak için evde yapabileceğiniz en önemli şey, farklı yerlere, özellikle kedinizin en fazla gezindiği rotalara, zaman geçirdiği yerlere plastik olmayan kaplarda su koymak, suyu her zaman taze ve bol, su kaplarını da temiz tutmaktır. (Su kaplarının yüzeyi 1 gün gibi kısa bir zamanda kaygan bir mikroorganizma tabakasıyla kaplanır.) Evinizin büyüklüğüne ve kedinizin gezindiği ve bulunduğu yerlere göre su kabı sayınızı ayarlamalısınız. Her hacimde en az bir kap olmalıdır gibi düşünbilirsiniz. Kedinizin en çok zaman geçirdiği odada ise bir kap dinlendiği-uyuduğu yerin hemen yanında bir kap da odanın farklı bir noktasında olabilir. Çok kedili evlerde su kabı sayısını arttırmalısınız.
Mamanın yanına ve yakınlarına su koymayın. Kedilerin bunu tercih etmediği bilimsel çalışmalarda gözlemlenmiştir. Muhtemelen su kaynağını kirletmemeye ve kirli su içmemeye yönelik evrimsel bir adaptasyon...
Farklı malzemeden kaplarla kedinizin tercihlerini gözlemleyin. Bazı kediler malzeme seçer. Metal sevmeyen bir kediye porselende su verdiğinizde su tüketimi artabilir. Kedinizin tercihini tespit edin.
Büyüklü küçüklü farklı çaplarda su kapları deneyin ama eğiliminiz çapı 15 cm’den daha küçük kaplara olsun. Bir araştırmada kedilerin çapı 15 cm'den küçük kapları tercih ettikleri gözlemlenmiştir.
Petler için geliştirilmiş su pınarlarından kullanmayı deneyebilirsiniz fakat bir mucize beklemeyin. İşe yarayıp yaramayacağı tamamen kedinizin bireysel tercihine bağlı olacaktır. Yapılan bilimsel çalışmalarda su pınarlarının daha fazla su tüketimi sağladığına dair bir kanıt bulunmamıştır. Hem su kabına hem de pınara erişimi olan kedilerin çoğunluğunun kaptan içmeyi tercih ettiği gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, bazı kedilerin hareketli suları tercih ettikleri bilinmektedir. Ayrıca, su pınarları suyu sürekli filtreledikleri için de kedinizin biraz daha temiz bir suya erişimi olacaktır. Tercih edeceğiniz su pınarında suyun üstte bir yerde birikmesi, oradan dökülmesi/akması ve aşağıda yine birikmesi kediniz için farklı seçenekler oluşturacaktır. Kediniz daha durgun suyu seviyorsa suyun biriktiği yerleri, akan suyu seviyorsa döküldüğü yeri tercih edebilecektir. Eğilmeden içmeyi seviyorsa üstteki havuz iyi bir seçenek olacaktır. Tabii ki kedinizin su pınarını motor sesinden ve titreşimlerinden dolayı sevmemesi de mümkündür. Bir araştırmadaki 12 kediden birinde su pınarının agresyona, aşırı tımarlanmaya ve kusmaya neden olacak kadar stres yarattığı gözlemlenmiştir. Kediniz pınarı sevse de sevmese de evde farklı yerlere koyduğunuz diğer suları sakın iptal etmeyin.
Kuru mamayla beslenen kedilerin toplamda daha az su aldığı çeşitli bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. Bundan dolayı sadece kuru mama içeren beslenme biçimleri artık popüler literatürde “sağlıksız” olarak geçmektedir. Kedinizi kuru mamayla besliyorsanız, bu beslenme düzeninin içine sokabildiğiniz kadar ıslak mama sokmaya çalışın. Islak mamaların su oranları kedilerin doğal avları gibi çok yüksektir. Ayrıca bu mamalara siz daha da su ekleyebilirsiniz, kediniz muhtemelen öyle de çok severek yiyecektir. Her ıslak mama öğününü, sizin de üzerine ekleyeceğiniz ekstra suyla birlikte su tüketimini arttırmaya yönelik eşsiz bir fırsat olarak düşünün.
Bazı kediler kuru mamalarını ıslatılmış olarak da sevmektedir. Biraz ıslatarak deneyin ve kediniz severse bu yöntemle de su alımını arttırmaya yardımcı olabilirsiniz. Islatılmış kuru mamada mikroplar hızla çoğalacağından, öğünü küçük tutun (günlük porsiyonun en fazla 1/5'i kadarlık bir miktarı tek seferde verin), bunu uzun süre ortada bırakmayın, hava sıcaklığına bağlı olarak yarım saat ilâ bir saat içinde kaldırın.
Kedinizin tadını sevdiği tipteki etleri su içmesini teşvik etmek için kullanabilirsiniz. Tadını sevdiği bir eti kaynatıp suyunu süzüp ılık olarak verebilirsiniz ya da buz kalıplarında dondurup bir kap suya bir iki küp koyabilirsiniz. (Normal sularını vermeye tabii ki devam ederek...)
Su tüketimini arttırmak için kedinize pet mağazalarında satılan özel kedi sütlerinden, laktozsuz süt, şekersiz konsantre süt (sulandırılmış olarak), krema (sulandırılmış olarak) ya da seviyorsa yoğurt da verebilirsiniz. Bir kedinin günde alabileceği maksimum laktoz (süt şekeri) miktarı 2g/kg (vücut ağırlığı)'dır. Kediniz 5 kg ise en fazla 10 gram laktoz alabilir.
Araştırmalarda kedilerin ciddi bir oranının su içerken suyla oynadıkları, farklı seçenekleri denemek istedikleri gözlenmiştir. Oyun üzerinden su tüketimini teşvik etmek için buz küpleri hatta daha büyük buz kalıpları kullanabilirsiniz. Gerekirse bunları kedinizin sevdiği şeylerle tatlandırabilirsiniz.
Türkiye’deyseniz arıtılmamış musluk suyu kullanmayın. Özellikle sudaki klor ve eski tesisat borularının suya bıraktığı metalik kokular ve tatlar, koku duyuları bizden 14 kat daha güçlü olan kedilerimiz için son derece itici olacaktır.
Kedinize farklı sular vererek hangisini tercih ettiğini belirleyin. Sular arasında önemli tat farklılıkları bulunmaktadır. Kedinizin seveceği su, başka bir su olabilir.
UYARI: Kedilerin su içme davranışlarının incelendiği bir araştırmada kedilerin çeşitliliğe fazlaca ilgi duydukları gözlemlenmiştir. Bu nedenle, içinde kahve, çay ya da enerji içecekleri bırakılan bardaklar, zehirli ilaçların karıştığı suları içeren saksılar ve altlıkları, çiçek sulama kapları, banyoda içinde deterjanlı su bulunabilecek kaplar, kışın donmasın diye antifriz eklenen süs havuzlar vb. kediler için tehlikelidir, meraklarına yenilip bunları denemek isteyebilirler. Bu tür durumlara dikkat ediniz, kedinizin zarar görmesini engelleyecek önlemleri alınız.
Yararlanılan kaynak ve ileri okuma:
S. Handl, J. Fritz. The water requirements and drinking habits of cats. (12 Aralık 2018). Erişim tarihi: 19 Temmuz 2021. Erişim kaynağı: Veterinary Focus Online| Arşiv bağlantısı
M. Pfleiderer, B. Rödder. (2014). Was Katzen Wirklich Wollen. ISBN-10: 3833839457. Yayınevi: Gräfe & Unzer
◉
İnsanlarda olduğu gibi kedilerde de fazla kilo ve obezite birçok başka hastalığın ortaya çıkma ve ilerleme riskini arttıran, kedinin yaşam kalitesini düşüren tehlikeli bir durumdur. İdeal kilosundan en az %20 daha ağır olan kediler obez, %10 ilâ %19 daha ağır olan kediler ise fazla kiloludur. Yapılan çalışmalar ev kedilerinin çok büyük bir kısmının fazla kilolu ya da obez olduğunu göstermektedir.
Kedinizin ideal kilosunda olması hem sağlıklı ve doğru miktarda beslenmeye hem de yeterli düzeyde hareket etmesine bağlıdır. Kedinin hareketi açısından evin dış ortama göre sahip olduğu kısıtlayıcı faktörler ve buna ek olarak yüksek kalorili, lezzetli mamaya serbest erişim, evdeki kedileri obezite açısında çok riskli bir noktaya taşımaktadır.
Gıda konusunda; kedinizi yaşına, kilosuna, hareket miktarına, sağlık durumuna, kısırlaştırılmış olup olmamasına göre uygun şekilde beslemelisiniz. (Kısırlaştırılmış kedilerin metabolik hızları ortalama %20 azalır.) Uygun bir beslenmenin nasıl olacağını veterinerinizle görüşerek belirlemelisiniz. Ne kadar mama vermeniz gerektiğine dair kaba bir fikir için ambalajların arkasındaki miktar bilgilerini mutlaka okumalısınız ve kuru mamayı verirken tartı kullanmalısınız. Yoksa 25 gram vermeniz gereken bir öğünü rahatlıkla 30 gram olarak verebilirsiniz. 5 gramlık farkı eliniz de gözünüz de fark etmeyebilir ama kedinize her gün gerekenden %20 daha fazla mama yedirmiş olursunuz. Peki ambalaj bilgisine neden hassas değil de kaba bir fikir edinmek için bakmalısınız? Bunun iki nedeni var. Kedilerin metabolik hızları da insanlar gibi faklılıklar gösterebilir. Bir kedi için uygun miktar bir diğeri için biraz fazla ya da az olabilir. Diğer neden, firmaların daha çok ürün satmak için bu miktarları şişirmiş olma ihtimalleridir. Ambalajda kedinizin ağırlığı için 45-60 gram gibi bir aralık öneriliyor ama siz 45 gram verdiğinizde bile kediniz şişmanlıyorsa bu, doğru miktar değil demektir. Porsiyonu azar azar küçülterek kedinizin sağlıklı bir kiloyu koruduğu miktarı yakalamanız gerekir. Bunların dışında, kedinize günlük standart maması dışında verdiğiniz yiyecekleri standart mama porsiyonundan düşmelisiniz. Özellikle, eğitim ve oyun seanslarında kedinize düzenli ödül mamaları veriyorsanız bu konu çok daha önemli bir hal alır.
Kediniz halihazırda obeze yakın fazla kilolu ya da obezse mutlaka veteriner danışmanlığında zayıflatma tedavisine başlamalı, kendi kafanıza göre bir zayıflatma programı uygulamamalısınız. (Kedilerin hızlı kilo vermesi ölümcül olabilen bir karaciğer hastalığı olan hepatik lipidozu tetikleyebilmektedir.)
Hareket konusunda yapabileceğiniz en önemli şey kedinizi olta tipi oyuncaklarla her gün düzenli oynatmak (en az 2 kez 15'er dakika), evinizi kediniz için gezinmeye değer bir ortama dönüştürmek (farklı yerlere mama saklamak, puzzle besleyiciler koymak, sevdiği oyuncakları koymak vb.) ve mutlaka 3. boyutta hareketliliğini arttıracak zıplama-tırmanma imkânları sunmaktır. (Bu konularda sitemizde birçok bölüm ve bilgi bulunmaktadır. Yukarıdaki arama özelliğini kullanabilirsiniz.)
Peki kedinizin ideal kilosunda olup olmadığını nasıl anlarsınız? İnsanlar gibi kedilerin de belli bir yaşta ulaşacakları beden büyüklüğü değişkendir. Bu nedenle, "3 yaşındaki sağlıklı bir kedi 5 kg olmalıdır" gibi bir şey söylenemez ama kedinizin görünümü, kilosunun sağlıklı olup olmadığını net olarak gösterir. Kilosu ideal aralıkta olan bir kedi üstten ve yandan aşağıdaki "Vücut ve Kas Durumu Puanı" çizelgesinde 5 numaradaki gibi görünür. Obez bir kedinin kaburgalarını hissetmek zordur çünkü kalın bir yağ tabakasıyla kaplanmışlardır. Kemikli tüm çıkıntılar orta ilâ kalın bir yağ tabakasıyla kaplanmıştır. Kedinin karnının altında sarkan ve yürürken sallanan bir deri parçası vardır ve kedinin beli yoktur. (Bazı kediler üstten 5 numaradaki gibi görünse de yandan 9 numaradaki gibi görünebilir, yani fazla kilolu olmamalarına rağmen karınlarının altından sarkan ve yürürken sallanan bir deri parçası bulunabilir. Bu durum kedinizin kilolu olduğunu göstermez. Bununla ilgili olarak bir sonraki soruya bakınız.)
Halihazırda kedinize sunduğunuz beslenme biçiminin ve yaşam stilinin ağırlığına etkisini gözlemleyebilmek için kedinizi düzenli olarak her hafta tartmalısınız ve kilosunu kaydetmelisiniz. (100 g hassasiyetindeki insan tartıları kullanılabilir fakat bu hassasiyet ideal değildir. Bebek ya da pet tartısı kullanmak çok daha sağlıklı bir takibi mümkün kılacaktır.) Bunu yaptığınız takdirde olumsuz değişimleri hemen görebilir; geç kalmadan mama miktarında yapacağınız küçük ayarlamalarla kedinizin sağlıklı kilosunu koruyabilir ya da fazla kiloluysa normale geri dönmesini sağlayabilirsiniz.
Kilo verme söz konusu olduğunda haftada en fazla %0.5-%2'lik kilo değişimlerini hedeflemelisiniz. Kedinizin kilosuna göre alması gereken günlük kaloriyi %10 ila %20 azaltabilirsiniz, daha fazla değil! (bkz. hepatik lipidoz) Azalttığınız miktarla 2-3 hafta devam edip kedinizin yeni ağırlığına göre kilo verme hızını tespit etmeli, bu süreçte kedinizin iştahını, genel duygudurumunu, enerjisini, varsa dışkısındaki değişimleri değerlendirip her şey yolundaysa gereken küçük ayarlamaları yaparak devam etmelisiniz.
Örnek: Aşağıdaki çizelgeye bakarak kedinizin fazla kilolu olduğunu fark ettiniz; diyelim ki kediniz 5 ve 7 arasında, yani biraz fazla kilolu. Tarttınız ve 5 kg çıktı. Bu durumda, mamanın arkasındaki çizelgeden 5 kg için önerilen miktara bakıp bu miktardan daha az bir miktarı kedinize verebilirsiniz fakat %80'den aşağıya inmemelisiniz. (Mamanın kedinizin yaşına ve kısır olup olmamasına göre uygun seçilmiş olduğunu kabul ediyoruz.) Diyelim ki günlük porsiyonu %15 azalttınız ve 2 hafta sonra kedinizi tarttığınızda 4.8 kg çıktı. 2 haftada 200g, 100g/hafta kilo verme hızına denk gelir. Bu da haftada yaklaşık %2'lik bir kilo kaybı demektir. (100/5000=%2) Bu değer, üst sınırda olmakla birlikte, haftada %0.5-%2'lik sağlıklı kilo verme hızı aralığında olduğu için ve kedinizin yukarıda bahsettiğimiz diğer göstergelerinde de bir problem yoksa bu şekilde devam ederek ve 2-3 haftada bir kilo kaybı hızını baz alarak bu değerlendirmeyi tekrarlayarak kedinizi aşağıdaki çizelgede 5 numaradaki gibi görünene kadar azaltılmış porsiyonla besleyebilirsiniz. Sağlıklı ağırlığa geldiğinde artık mama posiyonunu biraz arttırarak ve düzenli haftalık ölçümlere her zaman devam ederek kilonun korunduğu mama porsiyonunu tespit edip o miktarla devam edebilirsiniz.
Kedinizi tartmanın iki kolay yolu:
Kedili ve kedisiz olarak tartıya çıkın ve aradaki farkı hesaplayın.
Tartının üzerine banyo taburesi koyun, darasını alın ve kedinizin sevdiği bir şeyi (ödül maması, oyuncak vb.) taburenin üzerinde tutup kedinize göstererek tabureye zıplamasını sağlayın. Çıktığında ödülü verin ve hareketsiz bir anında ağırlığını okuyun. Bunu birkaç kez yaptıktan sonra tartının üzerine tabureyi koyduğunuzda kediniz kendiliğinden çıkacaktır. (Bebek ya da pet tartısı kullanıyorsanız, benzer şekilde, mamayla kedinizi ayartarak üzerine gelmesini sağlayın, önce geldiği gibi, bir sonraki aşamada üzerine çıkıp sabit durunca ödüllendirin. Tepsiye yumuşak bir tekstil koymanız işinizi kolaylaştıracaktır.)
Yararlanılan kaynak ve ileri okuma:
Obesity in cats. (5 Eylül 2018). Erişim tarihi: 14 Ağustos 2021. Erişim kaynağı: iCatCare | Arşiv bağlantısı
K. Seraydar. (30 Haziran 2020). Cat Dieting: How to Help Your Cat Lose Weight. Erişim tarihi: 5 Nisan 2025. Erişim Kaynağı: PetMD | Arşiv bağlantısı
◉
Kediniz ideal kilosunun üzerindeyse bu sarkma onun işaretlerinden biri olabilir. Yalnız bu sarkmayla beraber kedinizin üstten görünümünde de şişmanlığını ifade eden bir görünüm olmalıdır. (Önceki soruya bakınız.)
Bazı durumlarda sağlıklı kilodaki kedilerde de bu sarkmış deri bulunabilir. (bkz. aşağıdaki resim) Bu tipteki kedilerin üst görünüşü yukarıdaki infografikteki 5 numaraya benzemektedir. İngilizcesi "primordial pouch" ("ilksel kese") olan bu karın derisi fazlalığı bazı kedilerde çok daha belirgindir ya da kısırlaştırma sonrasında belirginleşebilir. Hayvana hiçbir zararı yoktur; aksine, gerinme ve koşu sırasında esneklik sağladığı ve kavgalarda karnı koruduğu için faydalıdır. Evrimleşme sebebinin bunlar olduğu düşünülmektedir.
◉
Kediler hem av hem de avcı oldukları için acı ve ağrı gibi doğada zayıflık göstergesi olabilecek ve çevredeki avcılara hedef olma ihtimallerini arttıracak durumlarını saklamak üzere evrimleşmişlerdir ve bunda da oldukça başarılı oldukları söylenebilir. Genel bir kural olarak, insanın acı ve ağrı deneyimlemesine neden olabilecek her şeyin kediler için de geçerli olduğunu düşünmelisiniz. Fark edilen ya da edilmeyen hastalıklar, geçirilen kazalar ya da tıbbi müdahaleler kediler için de ağrı sebepleridir. Kedinizin ağrı çektiğini fark edebilmeniz oldukça önemlidir. Bu sayede, duruma göre, ağrının sebebini bilmeseniz bile kedinizin gerekli tıbbi yardıma daha erken ulaşmasını sağlayabilirsiniz, evde kediniz için bazı düzenlemeler yaparak ağrı çektiği süreçte ona yardım edebilirsiniz ya da bir tıbbi müdahale sonrası kedinizin iyileşme sürecini daha iyi gözlemleyebilir, bakım verirken ve ilaç uygularken hassasiyetinizi daha iyi ayarlayabilir ve veterinerinize daha doğru geribildirimlerde bulunabilirsiniz.
Not: "Akut ağrı" ile bir anda ortaya çıkan, kısa sürmesi beklenen (saatler ya da günler) fakat yine de kedinizin ızdırap çekmesine sebep olan, esenliğini bozan ağrılar kastedilmektedir. Bu tip ağrılarla mücadele için doğrudan veteriner müdahalesi ya da veterinerinizin vereceği ilaçları evde kullanmanız gerekebilir. "Kronik ağrı" ile daha uzun bir sürece yayılan, diş hastalıklarının neden olduğu tipteki ağrılar ya da osteoartrit ağrısı gibi ağrılar kastedilmektedir. Bu cevapta bahsedilen akut ağrılardır.
>>>
Öncelikle, kedinizin standart davranış ve tercihlerindeki değişikliklere karşı alarmda olmalısınız. Normalde etkileşime istekli bir kedi, daha önce yakınlarında olmayı sevdiği insanlardan (ya da diğer petlerinizden) uzak duruyorsa, daha önce kendini okşatırken şimdi okşatmak istemiyorsa (uzaklaşarak ya da tepki miyavlamalarıyla), okşanırken bir anda agresif davranışlar gösteriyorsa, evde daha az geziniyorsa, iştahı azaldıysa bunların sebebi ağrı çekmesi olabilir. Kedinizin ağrı içinde olabileceğini gösteren diğer işaretler şunlardır:
Daha fazla uyumak.
Daha önce uyumadığı garip yerlerde uyumak/saklanmak (yatakların altı, dolap içi vb.)
Normalde uyuduğu ve dinlendiği rahatça kıvrılmış vücut pozisyonu yerine ayakta kamburumsu bir pozisyonda dinlenmek/uyuklamak.
Normalden daha farklı hareket etmek. Bir yerlere zıplamakta, merdiven çıkmakta/inmekte tereddüt etmek.
Oyuna karşı ilginin azalması.
Daha az yalanmak ve bu nedenle kürkünün durumunun kötüleşmesi.
Yemeyi reddetmek, daha farklı yemek ya da daha seçicileşmek.
Ürinasyon ve dışkılamada değişikliklerin olması (tuvalet dışına yapmak gibi, daha az/çok yapmak, idrar/dışkı renginde değişiklik vb.)
İnsanlara ve diğer hayvanlara karşı normalde olmayan agresif davranışlar göstermek gibi kişiliksel değişiklikler.
Uzaklaşarak ya da miyavlayarak okşanmayı ya da taranmayı reddetmek.
Yüz ifadesi, postür ve vokalizasyon:
Tüm patileri altına almış olarak, kambur görüntü veren bir sırtla, "küçülmüş" bir şekilde oturmak, bu pozisyondayken başını, kaldırmakta zorlanıyormuş gibi, hafif aşağıda tutmak.
Gözlerin kısmen ya da tamamen kapalı olması, bakışların donuk ve solgun olması.
Kulakların yanlara dönmüş olarak eğik durması.
Bıyıkların her zamanki rahat duruşlarına göre daha gergin ve daha yana doğru olmaları.
Mırlama ya da inleme benzeri sesler çıkarması. (Mırlama sadece iyi hissetme göstergesi değildir. Ağrı çeken, stres altındaki, hasta ya da ölmekte olan kediler de mırlayabilir.)
Son maddeyle ilgili olarak Montreal Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nde yürütülen bir bilimsel araştırma sonucunda "Kedi Yüz Buruşturma Ölçeği" geliştirilmiştir. Yapılan birçok gözlem, ölçüm ve karşılaştırma sonucunda geliştirilen, kedilerin yüz ifadelerindeki ve baş pozisyonlarındaki bazı değişikliklere göre kedinin akut ağrı çekip çekmediğini ve çekiyorsa ne kadar olduğunu anlamaya yarayan bu ölçek, öncelikle sadece tıbbi ekipler için geliştirilmiş olsa da meslek profesyoneli olmayanların da kullanımlarındaki isabetli sonuçlar zamanla onaylandıkça kedilere bakım veren herkesin kullanabileceği bir eğitim dokümanına ve gerçek zamanlı ağrı ölçümü yapabilen bir mobil aplikasyona da dönüştürülmüştür. (Android - iOS) Projenin sitesine buradan ulaşabilirsiniz.
>>>
KEDİ YÜZ BURUŞTURMA ÖLÇEĞİ BİLGİ FORMU
Kaynaklar ve ileri okuma:
"Recognising and managing acute pain in cats: information for owners/caregivers" (pdf). International Cat Care. Erişim Tarihi: 25 Aralık 2021. Erişim kaynağı: iCatCare
The Steagall Laboratory (2019). Feline Grimace Scale. Erişim Tarihi: 25 Aralık 2021. Erişim Kaynağı: Feline Grimace Scale | Arşiv bağlantısı
Evangelista et al. Facial expressions of pain in cats: the development and validation of a Feline Grimace Scale. Scientific Reports (2019). doi:10.1038/s41598-019-55693-8. | Arşiv bağlantısı
◉
Kedilerimizi, hem onların kendi refahıyla hem evdeki ortak yaşamın sorunsuzluğuyla hem de sokaklardaki kedi popülasyonuyla ilgili birçok farklı nedenden dolayı hiç yavrulatmadan kısırlaştırmamız gerekir. (Kısırlaştırmadan önce yavrulatmanın faydalı olduğu bir hurafedir.) Bu konunun ele alındığı, güncel tıbbi kabullere göre hazırlanmış olan Cats Protection kılavuzuna Türkçe olarak bu linkten ulaşabilirsiniz.
Kısırlaştırmanın dikkatli olmanızı gerektirecek tek olumsuz etkisi kedinizin daha kolay kilo alır hale gelmesidir. Bu nedenle operasyon sonrasında kısırlaştırılmış kediler için üretilmiş mamaları kullanmanız ve günlük porsiyonları tartarak vermeniz, ödül mamaları kullanıyorsanız günlük mama porsiyonundan bunların karşılığı olan miktarları düşmeniz ve kedinizi her gün kedi oltasıyla 2x15 dakika oynatmanız özellikle önemlidir.
◉
Kediler vahşi yaşamda avlarını parçalayarak ve eti kemikten koparıp sıyırarak yerken diş yüzeylerinde oluşan sürtünme kuvveti mikroorganizma birikimlerini de kazıyarak doğal bir temizlik de gerçekleştirmiş olur. Kedi bakımında kullandığımız hiçbir mamada bu durum söz konusu değildir. Dolayısıyla, yetişkin kedilerin (3 yaş ve üzeri) %85'inde diş ve diş eti hastalıkları görülmektedir. Bu problemler kediler için aşırı derecede ağrılı ve rahatsızlık vericidir. Çözümleri de insanlarda olduğu kadar basit değildir çünkü genel anestezi altında diş kaybıyla sonuçlanan görece riskli ve uzun, ameliyat niteliğinde müdahaleleri gerektirirler. Yani, kedimizin de dişlerinin her gün fırçalanması gerekir. Bu sadece kademelendirilmiş bir eğitim sürecinden sonra yapılabilecek bir şeydir, aksi takdirde kedi en iyi ihtimalle aşırı derecede rahatsız, hatta belki de travmatize olur. Bu eğitimin nasıl verilebileceğini öğrenmek için Kedi Eğitimi bölümündeki "Diş Fırçalama Eğitimi" sayfamıza bakabilirsiniz.
Not:
Kedinizin dişlerini ve ağzını düzenli olarak kontrol etmelisiniz. Plak ve tartar oluşumu ya da diş etlerinde herhangi bir problem görüyorsanız zaman kaybetmeden veterinerinize danışmalısınız.
Kedinizin dişini düzenli fırçalamanız kedinizin ağız sağlığını korumanız için tek etkili yoldur. Piyasada diş temizliği ürünü olarak satılan oyuncakların, çiğneme ürünlerinin, mamaların, çubukların çoğunun bilimsel olarak gösterilmiş bir faydası yoktur; faydalı olan bazılarının ise faydası diş fırçalamaya göre çok kısıtlıdır. Plak ve tartar oluşumunu yavaşlatabilirler fakat engelleyemezler. Faydalı olduğu gösterilmiş ürünlerin listesi için VOHC'nin ilgili sayfasından faydalanabilirsiniz. (Bkz. Diş Fırçalama Eğitimi sayfamız)
Ağız ve diş sağlığı alanında uzmanlaşmış veteriner Dr. Efe Onur'un kedi ve köpeklerin ağız sağlığıyla ilgili söyledikleri için videoya bakabilirsiniz.
Kaynaklar ve ileri okuma:
Dental Disease in Cats. (2 Temmuz 2024). Erişim tarihi: 17 Şubat 2025. Erişim yeri: iCatCare | Arşiv Bağlantısı
◉
Pet olan kediler ortalama 13-14 yıl yaşar. Kediler hayatta yaklaşık 3 yıllarını tamamladıklarında fiziksel ve davranışsal olgunluğa erişirler ve bu yaştan sonra dış görünümleri çok az değişir; dolayısıyla yetişkin bir kedinin yaşını belirlemek zordur. Bununla birlikte, üç yıldan sonra kedilerin dış görünüşünde yaşlarına karşılık gelen net değişimler oluşmasa da "içeride" yaşlanmaya tabii ki devam ederler. Bu nedenle, kedinizin yaşının insan yaşı karşılığını ve hayatının hangi evresinde olduğunu bilmek; sağlığıyla, davranışsal ve çevresel gereksinimleriyle ilgili olarak neler yapmanız, nasıl davranmanız gerektiğini kestirebilmeniz açısından önemlidir. 20 yaşındaki bir insanla 50 yaşındaki bir insanın sağlıkları, istekleri ve gereksinimleri nasıl farklıysa kedilerde de farklar vardır ama ikisi de dışarıdan aynı yaşlarda kedilermiş gibi görünür.
Kedilerin yaşının insan yaşı karşılığını belirlemek için yaşı 7'yle çarpma gibi yöntemler önerilmiştir fakat bu vb. lineer hesaplama yöntemleri kedinin olgunlaşma ve yaşlanma dinamiklerini hassas bir şekilde yansıtmaz. Bunları daha doğru bir şekilde hesaba katmak için kedinin hayattaki birinci yılının sonunu 15 insan yaşına, ikinci yılının sonunu ortalama 24 insan yaşına denk sayıp sonraki her yıl için ortalama 4 yaş aldığını kabul eden bir çevrim yöntemi kullanılmaktadır. Aşağıdaki tablo buna uygun olarak hazırlanmıştır. Kedinizin yaşının insan yaşı karşılığını ve yaşamının hangi evresinde kabul edilmesi gerektiğini görebilirsiniz. İnsanlarda olduğu gibi kedilerde de, yaşlanma hızı açısından bireyler arasında önemli farklar olabileceği unutulmamalıdır. Bu yaşam evreleri, kedilerin fiziksel ve davranışsal özelliklerinin olgunlaşma ve yaşlanmaya bağlı değişimlerine göre belirlenmiştir, dolayısıyla kedilerimizde belirli fiziksel ve mental değişimlerin ne zaman gerçekleşeceğine dair bize fikir verirler. Sürekli bebeklikle küçük çocukluk arasında algıladığımız kedimizi aslında 2. yaşı bittiğinde gençlikten yetişkinliğe geçmiş 24 yaşındaki bir insana, 6. yaşı bittiğinde 40 yaşındaki bir insana, 10. yaşı bittiğinde ise artık yaşlılığa geçen 60 yaşındaki bir insana denk gibi düşünülebiliriz. Bize göre ne kadar hızlı yaşlandıklarını hiç unutmamalı, bu bilinçle yaklaşmalı ve onlarla geçireceğimiz kısa zamanımızın değerini bilmeliyiz.
👇
👇
Bu yaşam evrelerinin her birinde sağlık ve davranışlar açısından farklılaşan durumlar söz konusudur. Aşağıda sağlık odaklı olarak bu evrelerde öne çıkan durumlar anlatılmaktadır.
Kedilerin çok hızlı büyüdükleri, genellikle cinsel olgunluğa tam olarak ulaşmadıkları bir dönem.
Kedinizi bu dönemde sahiplendiyseniz veterinerinizle doğumdan gelen sağlık problemleri olup olmadığı, aşı programı, evde ona sunacağınız yaşam koşulları, beslenme, kimlik düzenleme (karne, mikroçip) ve davranışlarla ilgili konuları konuşmalısınız. Kediler 4 aylıktan itibaren kısırlaştırılabilir, kısırlaştırmayı da planlamalısınız. Kedinizde bağışıklık sistemini negatif etkileyen ve operasyon sürecindeki riskleri arttıran corona virüsü vb. durumlar olabilir. Varsa, kısırlaştırmadan önce bunların mutlaka tespit edilmesi, operasyon öncesinde gerekli tetkiklerin ve bağışıklık güçlendirici hazırlıkların yapılması gerekir. Veterineriniz size böyle konulardan bahsetmediyse, özellikle de kediniz sokak kedisiyse, hemen başka bir veteriner arayışına girebilirsiniz. Kedinizin ölüm riskini umursamıyor ya da bunları bilmeyecek kadar mesleğinde yetersiz demektir.
Olası sağlık problemlerini zamanında fark etmek, tırnak kesimi ve diş fırçalama gibi rutin bakımlar için kedinizin ağzının, dişlerinin, kulaklarının ve tırnaklarının incelenmesine alışması gerekir. Kedinizi bunlara alıştırmayı, kontrolleri ve bakımları nasıl yapacağınızı veterinerinizle konuşun ya da kendiniz güvenilir kaynaklardan bilgilenin. ("Eğitim" sayfalarımızda kedilerin yeni şeylere alıştırılmasıyla ilgili işinize yarayacak birçok bilgi ve örnek bulunmaktadır.) Yavru kedi bakımını her yönüyle ele alan İngilizce bir iCatCare dokümanı için "Yararlı Şeyler" sayfasında "Dokümanlar" bölümüne bakabilirsiniz.
Kedilerin fiziksel olarak nihai büyüklüklerine ulaştığı, hayatı ve hayatta kalmayı öğrendikleri dönem.
Bu dönemdeki kediler çok aktiftir, bu yüzden, özellikle de dışarı çıkıyorlarsa, önemli bulaşıcı hastalıklara, kavga, avlanma ve travma kaynaklı problemlere daha açıktırlar. Kedinizin 1 yaş civarında ilk rapel aşısı (pekiştirme aşısı) yapılır, bu önemlidir çünkü riskin arttığı bu dönemde karşılaşabileceği önemli bulaşıcı hastalıklardan korunmuş olur. Kedinizi dışarı çıkarmıyorsanız bile sokaklarında milyonlarca hasta kedinin olduğu ülkemizde eve virüs ya da bakteri taşımamız ve kedimizin bunları ayakkabılarımızdan, torbalardan ya da benzeri fiziksel taşıyıcılardan kapması zor değildir. Kedinizin bedensel ve duygusal olarak hızla olgunlaştığı bu dönemde çevresel gereksinimlerini doğru ve yeterli şekilde karşılamaya ve ayrıca kısırlaştırma sonrası kilo artışı riskini de hesaba katarak beslenmesine ve kilosuna da düzenli kontrollerle dikkat etmek gerekir.
Fiziksel ve davranışsal olarak tam olarak olgunluğa varılan dönem. Bu dönemde kediler genel olarak sağlıklı ve aktif olmaya devam ederler.
Bu dönemde sık karşılaşılan problemler, obezite, diş ve diş eti hastalıkları, sistit (mesane iltihabı), bağırsak hastalıkları, kalp hastalığı ve davranış problemleridir. Özellikle dışarı çıkarılan kediler bu dönemde hâlâ çok aktiftir ve parazit ilaçlarının düzenli uygulanması önemlidir.
Yetişkin kedilerin %70'inde diş ve diş eti hastalıkları görülmektedir. Bunlar, kedi için aşırı derecede rahatsızlık veren ağrılara ve diş kayıplarına neden olabilir. Diş hastalıkları tespit edildiğinde çoğunlukla genel anestezi uygulanır, gerekli inceleme, müdahale ve temizlik ancak böyle yapılabilir. Bu nedenle düzenli kontroller ve düzenli diş fırçalama önemlidir. Kedinizi pozitif pekiştirmeyle diş fırçalamayı kabul etmesi için eğitebilirsiniz; özellikle bunu küçüklükte yaparsanız işiniz daha da kolaylaşacaktır. Kedinizi eğer ıslak mamayla besliyorsanız, diyetine biraz kuru mama katarak da dişlerinin temiz kalmasına yardımcı olabilirsiniz.
40'ların ortalarıyla 50'lerin ortaları arasında olan insanlara denk oldukları dönem.
Bu dönem, kediniz hâlâ genç görünse de daha yaşlı kedilerde görülen; diyabet, üriner sistem hastalıkları, hipertirodi, yüksek tansiyon ve kanser gibi hastalıkların riskinin arttığı bir dönemdir. Bu nedenle, kedinizi daha hassas gözlemlemeli, kürkün kötüleşmesi, letarji, kilo kaybı, kusma, ishal, kabızlık, iştah ya da su içmede farklılıklar, idrarda farklılıklar, aktivitede azalma vb. gördüğünüz herhangi bir sıradışı durumda hemen veterinerinizle iletişime geçmelisiniz. Bu dönem aynı zamanda obezite riskinin arttığı bir dönemdir. Kedinizi düzenli olarak tartarak kilo kontrolüne önem vermelisiniz.
Bu dönemlerde birçok sağlık sorunuyla aynı anda karşılaşabilirsiniz fakat bunların birçoğu tedavi edilebilir hastalıklardır. Yaşlanma ilerledikçe, tiroid bezi hastalıkları, tansiyon, böbrek hastalıkları, artrit (kireçlenme), diyabet, kanser gibi hastalıklar ortaya çıkabilir. İnsandaki yaşlılık bunamasının benzeri bir durum kedilerde de görülebilmektedir. Bu durumdaki kedilerde kafa karışıklığı, içe kapanıklık, amaçsızca dolanarak aşırı miyavlama gibi davranışlar görülebilir fakat bunlar başka hastalıklarda da görülebildiği için tam bir muayene gereklidir.
Yaşlı kedilerde dehidrasyona bağlı kabızlık görülebilir. Bazı yaşlı kedilerdeki dehidrasyona eğilimli olmanın yanı sıra böbrek hastalıkları, diyabet ve hipertiroidi gibi hastalıklar da dehidrasyonu arttırabilir. Böyle kedilere yaş mama verilmesi su alımının artmasına yardım edecektir.
Yaşlı kediler kürk bakımlarını iyi yapamadıkları için deri ve kürk problemleri olabilir. Koku duyularının azalması, sindirim sistemlerinin iyi çalışmaması, diş problemleri gibi nedenlerden dolayı az yemek yiyor ve buna bağlı olarak kilo kaybediyor olabilirler. Yani yaşlı kediler hastalık işaretleri açısından daha yakından takip edilmelidir.
Kronik böbrek hastalığı, hipertiroidi, diyabet, artrit ve kanser; geç yetişkin, yaşlı ve çok yaşlı kedilerde rastlanan en ciddi beş sağlık sorunu olarak görülmektedir. Bununla birlikte, bu hastalıkların ve değişimlerin çoğu başarılı bir şekilde yönetilebilir ve çok yaşlı kedilerin bile iyi kalitede bir yaşamı olabilir.
Kaynaklar ve ileri okuma:
◉
Sağlık sorunları nedeniyle her yaştan kedilerin iştahında zaman zaman azalma olabilir; bu nedenle, böyle bir durumu sezdiğiniz gibi veterinerinize gitmelisiniz ve müdahale edilmesi gereken sağlık sorunları varsa bu konuları ele almalısınız; fakat genel olarak, yetişkinlikten yaşlılığa geçen kedilerin, sağlık sorunları, duyuların zayıflaması, sindirimin zorlaşması gibi nedenlerle iştahlarının azalması sonucu sağlıklı kilolarını korumakta zorlanabildikleri bilinen bir durumdur. Özellikle böyle durumlarda ıslak mamaları 37-38 dereceye ısıtarak vermenin işe yarayabileceğine dair bilimsel bulgular elde edilmiştir.
Kedilerin yeni öldürülmüş av sıcaklığındaki yiyecekleri daha fazla tercih edecekleri hipotezinden yola çıkarak yaşlanan kedilerin hangi sıcaklıktaki ıslak mamaları daha fazla tercih ettiğini araştıran bir bilimsel çalışma yapılmıştır.
"Yaşlanan kediler sıcak gıda tercih ediyor" başlıklı bu çalışmada 8-14 yaş aralığında 32 kedi incelenmiştir. Bu çalışmada kedilere "gravy soslu et parçaları" tipindeki bir mama 6⁰C, 21⁰C ve 37⁰C sıcaklıklarından ikisinde, iki ayrı kapta sunulmuştur. Çalışma süresince her kediye her ikili kombinasyon farklı günlerde sunulmuş ve hangisinden ne kadar yedikleri ölçülmüştür. Kediler belirgin bir farkla daha sıcak olan mamaları tercih etmişlerdir. 37⁰C olan mama en çok tercih edilen mama olmuştur.
Bu çalışmada araştırmacılar kedilerin tüketim miktarlarına ek olarak ısıtma işleminin mamanın kıvamına ve tatla ilgili bazı kimyasal özelliklere etkisini de analiz etmişlerdir. Sıcaklık artışının gravy sosun kıvamına etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Buradan yola çıkarak, kedilerin daha sıcak mamayı tercih etmelerinin nedeninin gravy sosun kıvamındaki değişim olabileceği ihtimalini eleyebiliriz. Araştırmacılar mamanın koku ve tadını etkileyen ve uçuculuk profili (ing. "volatile profile") olarak adlandırdıkları bazı maddeleri de gaz kromatografisiyle ölçmüşler ve bunların her üç sıcaklığa göre değiştiğini tespit etmişlerdir. Peynir gibi gıdaların tatlarıyla, keskin tatlarla ilişkilendirilen ve köpeklerin de çekici bulduğu hekzanoik asitlerde ve tuzlu, fırında kızartmayla ve etsel tatlarla ilişkilenen S-bileşiklerinde artış tespit edilmiştir. Buna ek olarak, sıcaklık artışıyla birlikte bazı turunçgil tatlarıyla ilişkili terpenlerin ve yağların bozulmasıyla ortaya çıkan hekzanalın azaldığı tespit edilmiştir. Bu bulgular da 37⁰C sıcaklıktaki mamayı kedilerin neden daha çekici bulmuş olabileceklerine dair ipuçları vermektedir.
Bu çalışmada 8 yaş ve üzerindeki kediler test edilmiş olsa da daha genç kedilerde de bu yöntemin işe yaramaması için pek bir sebep yok. Kediniz eğer iştahsızsa ya da alışık olmadığı yeni bir ıslak mama vermeye başladıysanız mamayı 37⁰C'ye ısıtarak vermeyi deneyebilirsiniz.
Kaynaklar ve ileri okuma:
R. Eyre ve ark. (2021). Aging cats prefer warm food. Journal of Veterinary Behavior. DOI: 10.1016/j.jveb.2021.09.006 | Arşiv bağlantısı
Mikel Delgado. Does warming your cat’s food increase its appeal?. (25 Aralık 2021). Erişim tarihi: 08.11.2021. Erişim kaynağı: What Your Cat Wants | Arşiv bağlantısı
◉
Kedinizi çok fazla strese sokabilecek durumlarda sakinleştici ilaç kullanmak doğru bir çözümdür. Uzun yolculuklar, uçak yolculukları, veterinere gitme vb. olaylar bazı kediler için çok stresli hatta travmatize edecek kadar korkutucu olabilir. Böyle bir kediyle veteriner ziyareti sizin için de çok zor olabilir, hatta yaşadığınız deneyim sizi veterinere gitmekten vazgeçirebilir. Buna ek olarak veterinere gitmeyi başarsanız bile çok korkmuş bir kedinin muayenesi olması gerektiği gibi yapılamayabilir.
Böyle durumları yaşamamak için öncesinde veterinerinize danışarak kedinize sakinleştirici bir ilaç verebilirsiniz.
UYARI: Bu konuda gabapentin; etkinliği, yan etki ve risklerle ilgili güvenilirliği nedeniyle hem Türkiye'de hem yurtdışında birçok veteriner tarafından kullanılan başlıca ilaçtır. Böyle durumlarda ülkemizde sıkça yazılan Sedapet bir gabapentinoid değil, acepromazine ilacıdır. Yan etkileri uzun, ağır ve hatta bazı kedilerde (ve köpeklerde de) tehlikeli olabilmektedir.
Kaynaklar ve İleri Okuma
International Cat Care. Visiting Your Vet: Taking your cat to the veterinary clinic: a guide for cat carers (pdf). Erişim kaynağı: iCatCare
Katherine Cummings. Pre-Hospital Sedation of Cats. Erişim tarihi: 30 Eylül 2023. Erişim yeri: MSPCA-Angell | Arşiv bağlantısı
K. Claussen (2024). Gabapentin for Dogs and Cats. Erişim tarihi: 17 Şubat 2025. Erişim yeri: WebMD | Arşiv bağlantısı
◉
Kediler genelde sıcak yerleri seven hayvanlar olsa da çok sıcak yaz günleri onlar için de bunaltıcı ve problemli olabilir. Böyle zamanlarda özellikle dikkat etmemiz gereken bazı konular ve onları rahatlatmak için yapabileceğimiz bazı şeyler var:
Evde farklı yerlere taze ve soğuk su koyun. (Mama kabının yanı hariç. Kediler mamaya yakın suyu sevmez ve öyle olunca daha az su içer.) Kediniz bahçeye çıkıyorsa bahçede de farklı yerlerde taze ve temiz suya erişimi olduğundan emin olun.
Kediniz sıcak saatlerde dışarı çıkıyorsa ve açık renkli bir kediyse, kediler için üretilmiş ve yalansa da çıkmayan bir güneş koruyucuyu burnuna, kulaklarına ve kıl yoğunluğunun az olduğu yerlerine sürün ya da kedinizi sıcaklığın fazla olduğu saatlerde (11-15) dışarı çıkarmayın.
Kedinize evde ve çıkıyorsa dışarıda mutlaka gölgelik alanlar sağlayın.
Evinizin aşırı ısınmasını engelleyecek önlemler alın. Evinize daha az güneş girmesi için perdelerinizi ya da panjurlarınızı kapatın. Dış sıcaklık evden fazlaysa ve rüzgar yoksa pencerelerinizi açmayın. Klimanız varsa sıcaklığı 24-25 derecelerde tutacak şekilde ayarlayın. Vantilatörünüzün açısını kedinizin de faydalanabileceği şekilde ayarlayın ya da onun için küçük bir yer vantilatörü edinin.
Kediniz serin olduğunu düşündüğü yerlerde yatmak isteyecektir (seramik, mermer vb. sert zeminlerin üstünde ya da vantilatörün üfleme alanında vb.). Buna izin verin ve serinlerken rahatsız etmeyin.
İnsanlar için satılan soğuk kompres jellerini dondurup bir tekstille sarmalayıp kedinizin yattığı yerlere koymayı deneyin. Petler için satılan (ve içinde soğuk kompres jeline benzer bir jel bulunan) serinletici matları da deneyebilirsiniz.
Bir şişe suyu dondurup havluya sarıp kedinizin yattığı yere koymayı deneyin.
Kediler normalde günde 16 saat civarı uyur. Yazın çok sıcak olduğu günlerde bu sürenin biraz daha artması normaldir. Kedinizin normal günlerine göre biraz daha hareketsizleşmesi de normaldir.
Çok sıcak günlerde kedinizi fazla fiziksel aktivite göstereceği oyunlara teşvik etmeyin.
Kediniz kendini normalden daha fazla yalıyorsa paniklemeyin. Bu da bir serinleme mekanizmasıdır. Ter gibi tükürük de buharlaşırken kedinizin serinlemesini sağlar.
Çok sıcak günlerde kediniz, özellikle oyun vb. yoğun bir fiziksel aktivite sonrası, köpekler gibi dili dışarıda nefes nefese soluyabilir. Bu normaldir. Bununla birlikte, bu tip bir soluma çok yoğunsa ve aktivite bittikten kısa süre sonra kesilmiyorsa ya da fiziksel aktivite göstermemesine rağmen oluyorsa, kedinizin vücudu elinize normalden daha sıcak geliyorsa, salya akıtıyorsa, sendeliyorsa ya da kusuyorsa, bunlar sıcaklık çarpmasının işaretleridir. Sıcaklık çarpması ölümcül olabilecek ciddi bir durumdur ve hemen veterinerinizle iletişime geçmeniz gerekir. Yaşlı ya da kilolu kedilere bu konuda daha da dikkat edilmelidir. Böyle bir durumda en yakın veterinere ulaşıncaya kadar nasıl bir ilk yardım uygulamanız gerektiğini öğrenmek için bir sonraki soruya bakınız.
Kedinizin özellikle sıcak ve havalandırmasız hacimlerde kapalı kalmadığından emin olun. Kendisi girdiyse bile sık sık kontrol etmeli ve aşırı halsiz görünüyorsa oradan çıkarmalısınız.
Güneşli günlerde hava çok sıcak olmasa bile kedinizi asla arabada yalnız bırakmayın. Kapalı bir arabada sıcaklık çok hızlı yükselir ve bu durum hızlı bir şekilde sıcaklık çarpması koşullarını yaratır. Aşağıdaki tablodan da görebileceğiniz gibi sıcaklığın 21.1°C olduğu çok sıcak olmayan bir günde bile arabadaki sıcaklık 10 dakikada 31.7°C, 60 dakikada 45°C olabilir.
Petler için soğutucu-serinletici matlar satılmaktadır. Bunlardan kullanabilirsiniz.
Buz aküsü ya da eczanelerde bulabileceğiniz soğuk kompres jellerini buzluktan çıkarıp bir kumaşa sarıp kedinizin yattığı yerlere koyabilirsiniz.
Elinizi ıslatıp kedinizi okşayarak ya da soğuk suyla ıslatılmış bir havluyu sürterek kedinizin kürkünü ıslatabilirsiniz.
Sıcaklığın azaldığı saatlerde kedinizin oynaması için bir buz küpünü kayacağı bir sert zemin üzerine atın ve onu buzla oynamaya teşvik edin.
Kedinizin sevdiği bir ıslak mamanın suyunu ya da sosunu süzün, su katarak seyreltin ve buz kalıbına koyup dondurun. Hem serinlemesine yardımcı olarak hem de su alımını destekleyerek kedinize şahane bir yaz atıştırmalığı yapmış olacaksınız.
Kedinizin kürkünü her gün kıl toplayıcı bir aletle (furminator vb.) tarayın. Fazla kılların kürkten uzaklaştırılması kedinizin rahatlamasına yardımcı olacaktır.
UYARI: Kediniz basık yüzlü (iran, british shorthair vb.); uzun ya da kalın kürklü; yaşlı, şişman ya da sağlık problemleri olan bir kediyse sıcakla baş etmekte çok daha fazla zorlanacaktır. Kediniz bu gruplardan birindeyse genel olarak sıcaklık konusunda daha dikkatli olmalısınız. Yukarıda anlatılanlardan kedinizi doğrudan ilgilendirebilecek maddelere ekstra önem vermelisiniz. Örneğin kediniz iran cinsiyse kürk bakımını çok daha hassas ve düzenli yapmalısınız. Ya da kediniz sfenks ise cildin güneşten korunması konusunu özellikle ciddiye almalısınız ve veterinerinizle konuşmalısınız.
UYARI: Kürkün birçok fonksiyonu vardır. Yaz günlerinde hayvanı sıcaklık açısından rahat ettirmek için yapılan kürk tıraşı başka birçok açıdan sorunlar ve riskler doğurur. Özel tıbbi gereklilikler haricinde hiçbir kedinin bu sebeple tıraş ettirilmesine gerek yoktur. Kediniz kısa kürklüyse (dışarı çıksa da çıkmasa da) ya da kediniz evde yaşıyorsa (kürkü ne tipte olursa olsun) zaten kedinizi serin tutmak için yukarıda yazılanlara dikkat etmeniz fazlasıyla yeterli olacaktır. Kediniz uzun tüylüyse ve dışarı çıkıyorsa kürk tıraşı yaparak ortaya çıkaracağınız yeni riskler kedinizin aşırı ısınmasından daha fazla olacaktır. Yani bu durumda da kürk tıraşı yaptırmamalısınız.
Yararlanılan kaynaklar:
R. Dixon. How to keep pets cool on hot days. (Güncelleme: 2 Temmuz 2009). Erişim tarihi: 19 Temmuz 2021. Erişim kaynağı: The Guardian | Arşiv bağlantısı
Top tips for keeping your cat cool in summer. (Güncelleme: 6 Temmuz 2021). Erişim tarihi: 19 Temmuz 2021. Erişim kaynağı: Blue Cross for pets | Arşiv bağlantısı
Beat the heat - How to keep your cat cool in summer. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2021. Erişim kaynağı: PDSA | Arşiv bağlantısı
J. Coates. Is Shaving a Cat a Good Idea to Keep Them Cool in the Summer? (6 Temmuz 2021). Erişim tarihi: 19 Temmuz 2021. Erişim kaynağı: PETMD | Arşiv bağlantısı
◉
Sıcak çarpması insanlarda olduğu gibi kedilerde de ciddi bir sağlık riskidir ve hızla ölümcül bile olabilir. Uzun süre çok sıcak, nemli ya da havalandırmasız ortamlarda bulunmak (böyle havalara maruz kalmak, böyle bir odada ya da arabada kapalı kalmak vb.), yetersiz gölgelenme, yetersiz su içme ve aşırı fiziksel aktivite göstermek gibi sebeplerden kaynaklanabilir. Nefes nefese soluma, nefessiz kalma, salya akıtma, kusma, dengesiz yürüme, devrilme, bayılma, diş etlerinin kıpkırmızı ya da çok solgun renkte olması gibi işaretleri vardır. Çok sıcak bir günde bu işaretlerden bir ya da birkaçını kedinizde gözlemliyorsanız acilen en yakındaki veterinere ulaşmanız gerekir. Bununla birlikte, herhangi bir nedenden dolayı veterinere hemen gitme şansınız yoksa ya da bu süreç zaman alıyorsa aşağıdaki ilk yardım maddelerini hemen uygulamaya başlamanız yerinde olacaktır.
Paniklemeyin ve kedinizle sakince, rahatlatıcı bir tonda konuşun.
Kedinizi soğutmak için asla buz ya da çok soğuk su kullanmayın. Bu kedinizin şoka girmesine ve daha kötüye gitmesine neden olabilir.
Kedinizi sıcak ortamdan hemen çıkarın ve etrafınızdaki en serin ve en gölgedeki yere götürün. Direkt güneş ışığı altında olmadığından emin olun.
Klima ya da vantilatör yardımıyla kedinizin içinde olduğu ortamı soğutmaya/rahatlatmaya çalışın.
Kedinize içmesi için soğuk su verin. (Çok soğuk olmamalı.)
Kedinizi soğutmaya başlamak için ıslak bir havlunun üzerine yatırın.
Yavaş yavaş ayaklarını, kulaklarını ve tüm kürkünü ıslatın. Bunu ıslak bir havluyla ya da bir spreyle yapabilirsiniz.
Suyun hızla buharlaşarak kedinizin soğumasına yardımcı olması için vantilatörü kedinize yönlendirin ya da bir yelpaze, karton parçası vb. bir şeyle yelleyin.
Bunları yaparken en yakınınızdaki veterinerle iletişim kurmalı ve randevunuzu ayarlamalısınız.
Not: Çok sıcak olmayan bir günde bile kapalı bir aracın iç sıcaklığının hızla artacağını ve içeri bırakılmış bir kedi için hızla öldürücü olabileceğini unutmayın. Farklı dış sıcaklıklarda araç içi sıcaklığın kaç dakikada ne kadar yükselebileceğini gösteren bir tabela için bir önceki soruya bakınız.
Yararlanılan kaynaklar:
The complete guide to Heatstroke in Cats and Dogs. Erişim tarihi: Temmuz 2021. Erişim yeri: RSPCA Pet Insurance | Arşiv bağlantısı
First aid for heatstroke. Erişim tarihi: Temmuz 2021. Erişim yeri: PDSA | Arşiv bağlantısı
◉
Ev bitkilerinin tamamına yakını kediler için zehirlidir; bu nedenle ya ev bitkilerinden tamamen kurtulmak ya da kedilerin erişme imkânı olmayacak şekilde konumlandırmak en iyi çözümlerdir. (Kedinizin bitki çiğneme ihtiyacını gidermek için ilaçsız olduğundan emin olduğunuz organik buğday, arpa, çavdar, yulaf tohumlarını evde çimlendirerek kedinize sunabilirsiniz.)
Kediniz birden yığılıp kalırsa, arka arkaya kusuyorsa, şiddetli ishal olduysa ya da ağzındaki ve boğazındaki deride tahriş (kırmızılık, şişme, kabarcıklanma vb.) görürseniz zehirlenmiş olabilir, hemen veterinerinize ulaşmalısınız. Bir gün ya da daha uzun bir zaman için hareketsizleşme ve yemek yememe gibi bir durum gözlemliyorsanız da kediniz zararlı bir şeyi yutmuş olabilir; yine hemen veterinerinize ulaşın.
Kedinizin zararlı ya da zehirli olabileceğini düşündüğünüz bir şeyi yediğini görürseniz kusturmaya çalışmayın. Yediği bitkinin bir örneğiyle ve/veya varsa bilgilerinin yazılı olduğu bir etiketle birlikte veterinerinize başvurun. Yediği zamanı ve gözlemlediğiniz etkileri kaydedin. Bazen yemeyle etkilerin görülmesi arasında günler olabilir.
Merak ettiğiniz bitkinin Latince ya da İngilizce adını bulup şu listelerde arayabilirsiniz.
Kediler için zararlı ve zararlı olmayan bitkiler, ASPCA ( https://www.aspca.org/pet-care/animal-poison-control/cats-plant-list )
Kaynak ve ileri okuma:
Poisonous Plants. (30 Temmuz 2018). Erişim tarihi: 11 Şubat 2022. Erişim yeri: iCatCare | Arşiv Bağlantısı
Dangerous Plants. Erişim tarihi: 17 Şubat 2025. Erişim yeri: Cats Protection | Arşiv Bağlantısı
◉
Kedilerin büyük bölümü sütü sindiremez. Yavrulukta anne sütüyle beslenirken bunu sindirmek için gereken enzim (laktaz) sütten kesildikten sonra büyüdükçe azalır ve kedilerin büyük bir bölümü kısa zaman içinde sütü sindiremez hale gelir. Böyle kedilere süt verildiği takdirde birkaç saat içinde ishal ve mide rahatsızlıkları ortaya çıkar. Yanlışlıkla kedinize ya da bir kediye süt verdiyseniz, kediyi 8-12 saat gözlemleyip sıra dışı bir durum görürseniz veterinerle hızla iletişime geçmeniz gerekir çünkü birçok kedi böyle bir durumu desteksiz atlatamayabilir, özellikle de sağlığı bozuk bir sokak kedisiyse...
Bununla birlikte, kediler için özel üretilmiş sütleri ya da laktozsuz sütleri kedilerinize verebilirsiniz. Bu şekilde kedinizin su alımını arttırmaya da destek olmuş olursunuz. (Özellikle kuru mama ile beslenen kediler için hayati derecede önemli bir konu...)
Herhangi bir nedenle anne sütüyle beslenemeyen bir yavru kediye süt vermeniz gerekirse özel olarak formüle edilmiş yavru kedi süt tozlarını kullanmanız gerekir. Bu ürünleri veterinerlerde, pet mağazalarında ve bazı marketlerde bulabilirsiniz.
Kaynaklar ve ileri okuma:
S. C. Mitchell (2023). Can Cats Drink Milk? Erişim tarihi: 17 Şubat 2025. Erişim yeri: PetMD | Arşiv bağlantısı
W. C. Fries (2010). Cats and Dairy: Get the Facts. Erişim tarihi: 17 Şubat 2025. Erişim yeri: WebMD | Arşiv bağlantısı
◉
Kediniz için standart günlük mama ya da mamaları, opsiyonel olarak da sağlıklı ödül maması (günlük alması gereken kalorinin %10'unu geçmemeli) ve kedinizin tüy kusma gibi bir sorunu varsa az miktarda malt macunu (tımarlanırken yuttuğu kılların sindirim sisteminden geçmesine yardımcı olmak için) dışında bir ürün kullanmanıza gerek yok.
Kedinizin bağışlık sistemini ve genel sağlığını desteklemek için önce veterinerinize danışarak ve uygun ürünleri öğrenerek senede birkaç kez kür olarak probiyotik ürünleri kullanabilirsiniz. (Bu ürünleri satın alırken dikkatli olmalısınız çünkü en büyük ve güvenilir markaların ürünlerinin taklitleri piyasada bulunmaktadır.)
Bunların dışındaki ürünleri kullanmamalısınız. Piyasada satılan anti-stres solüsyonları, vitamin-mineral ürünleri, tüy sağlığı ürünleri, sakinleştirici vb. ürünlerin çoğu güvenilir nitelikte değildir. Bunların çoğu bağımsız ya da resmi kurumlar tarafından kontrol edilmemiş, birilerinin kafalarına göre ürettiği ürünlerdir. Kedinize zarar verebilir, hiçbir işe yaramayan bir ürünle para ve zaman kaybediyor olabilirsiniz... Yine de kullanmak istiyorsanız, alacağınız ürünün uluslar arası, tanınmış, eski bir firmanın ürünü olması ve güvenilir bir mağazadan almanız gireceğiniz riski azaltabilir.
◉