📢 KEDİLER EĞİTİLEBİLİR 📢
Belirli davranışsal ve duygudurumsal hedeflere ulaşmak için kedinin halihazırdaki davranışlarında ve tepkilerinde gerekli değişimleri yaratma ya da tamamen yenilerini kazandırma amacıyla uyguladığımız bilinçli ve sistematik etkileşim ve öğretim süreçlerine eğitim diyebiliriz. (Bununla birlikte, kediler onlarla olan tüm etkileşimlerimizden bir şeyler öğrenir ve bunlar da davranışlarında değişimlere neden olur. Yani kedilerimize farkında olmadan da birçok şey öğretmiş oluruz.) Bu hedefler şu şekillerde olabilir:
Normalde stres yaratan, kaçınılan bir nesnenin, durumun ya da olayın tahammül edilebilir hatta pozitif algılanır bir hale getirilmesi ("duyarsızlaştırma ve karşı koşullandırma"). Süpürgeden, misafirden korkmamak; tırnaklarının kesilmesini, taşıma çantasına girmeyi, arabada seyahat etmeyi, veterinere gitmeyi, dişlerinin fırçalanmasını, ilaç verilmesini, iğne yapılmasını, tasmaya bağlı olarak yürümeyi strese girmeden kabul etmek vb. (Bir örnek için "Eğitim Örnekleri" bölümündeki "Korkmama Eğitimi" sayfasına bakabilirsiniz.)
Bazı davranışların kendiliğinden, spesifik bir komut ya da sinyal olmaksızın gösterilmesinin sağlanması. Tırmalama ürünlerini kullanması, kendisine ayrılan yerlerde durması vb. (Bir örnek için "Eğitim Örnekleri" bölümündeki "Tırmalama Eğitimi" sayfasına bakabilirsiniz.)
Komuta bağlı olarak belirli bir davranışın gösterilmesi. Komut verildiğinde oturması, gelmesi, beklemesi, yerine gitmesi, patisini vermesi vb. (Örnekler için "Eğitim Örnekleri" bölümündeki "Çağırma Eğitimi" ve "Pati verme eğitimi" sayfalarına bakabilirsiniz.)
Halihazırda gösterilen rahatsız edici, zarar verici veya tehlikeli bir davranışın engellenmesi. Ellere ayaklara saldırmamak, ısırmamak, ocağın bulunduğu tezgaha, yemek masasına çıkmamak, koltukları-perdeleri tırmalamamak vb. (Bu tip engelleme eğitimleri için "Davranış Sorunları" bölümünden de faydalanabilirsiniz.)
Yani, yukarıdaki videodaki gibi pati vermek, kendi etrafında dönmek, yan yürümek, paraya basmak gibi numaralar öğretilebileceği gibi kedinin evdeki yaşamını kolaylaştıracak, zor durumlarda stresini azaltacak, sahibini de rahatlatacak birçok şey kediye öğretilebilir: Oturmak, beklemek, gösterilen bir yere gelmek, çağrılınca gelmek, doğru yeri tırmalamak, tehlikeli yerlerden uzak durmak, misafirden korkmamak, köpekten korkmamak, süpürgeden korkmamak hatta süpürgeyle kendi bedeninin süpürülmesinden zevk almak, veterinere gitmekten korkmamak, tırnakları kesilirken rahat durmak, taşıma çantasına severek girmek, dişinin fırçalanmasına izin vermek, tasmayla sahibinin yanında yürümek, ensesine parazit ilacı uygulanırken rahat durmak, ağzına-gözüne-kulağına ilaç uygulanırken rahat durmak, iğne yapılırken rahat durmak, veterinerde kendini rahat hissetmek, eve yeni gelen bebeği kabul etmek vb.
Tüm bu farklı eğitim hedefleri için aşağıda anlatılan temel prensipler kullanılır ve hepsi de temelde aynı şeyle ilgilidir: İstenen davranışların ödüllerle güçlendirilmesi (pozitif pekiştirme); istenmeyen davranışların ise yok sayılarak "tükenme"si ya da daha uygun başka hedeflere yönlendirilmesi.
Konuya göre, varsa, önce korku ve stresi yok etmek gerekir; çünkü korku ve stres olduğunda eğitimde kullanılan metodlar işlemez.
Kedi eğitiminde bildiğimiz anlamıyla ceza uygulanmamalıdır.
Şiddet içeren, fiziksel ya da psikolojik etkileri negatif olan tüm cezalar ilişki bozucudur ve daha ciddi başka sorunların ortaya çıkmasına neden olurlar. Sitem, söylenme, azarlama vb. tepkiler ise olayların önemli bir bölümünde ya zamanlama hatalarından dolayı kedi tarafından anlamlandırılamaz ya da bağlama göre davranışa gelen ödül olarak bile algılanabilir ve durdurulmak istenen davranış tam aksine pekiştirilmiş ve çoğaltılmış olunur. Detaylar aşağıda ele alınmıştır.
DİZİN
Eğitim, davranışsal bir amaç doğrultusunda tasarlanmış bir öğretme ve öğrenme sürecidir; dolayısıyla eğitimi anlamak için önce öğrenmenin üzerinde biraz durmak faydalı olabilir. Öğrenme; deneyimlerin neden olduğu, beyindeki ve bedendeki nöral ağlarda ve nörokimyasallardaki değişimlerin davranışlarda ortaya çıkardığı kalıcı değişimler olarak tanımlanabilir. Öğrenme, tüm hayvan türlerinin hayattakalımı için en önemli becerilerden biridir. Bir hayvan, beyninin ve sinir sisteminin belli bir gelişmişliğe varmasıyla (doğumdan daha önce) başlayarak çeşitli öğrenme biçimleri yoluyla kendisi için önemli olan uyaranları* dikkate almayı, önemli olmayanları yok saymayı, hayatta kalma ihtimalini yükseltecek davranışları çoğaltmayı ve düşürecek davranışları azaltmayı ya da bırakmayı öğrenir.
Alışma, duyarlılaşma, klasik ve edimsel koşullanma, mekânsal öğrenme, algısal öğrenme, kompleks problem çözme gibi birçok farklı öğrenme tipi vardır. Alışma, duyarlılaşma, koşullanma gibi bazı temel denilebilecek öğrenme tipleri hayvanların çoğunda bulunur, hatta alışma ve duyarlılaşma tek hücreli ökaryotlarda bile görülmüştür. Kompleks problem çözme gibi bazı tipler ise daha çok bilişsel kapasitesi yüksek olan belirli türlerde dikkat çeker. Türlerin evrimsel tarihleri, Umwelt'leri* ve bilişsel kapasiteleri hangi öğrenme biçimlerini ne düzeyde kullanacaklarını belirler. Kedilerimizi eğitirken kullanacağımız öğrenme tipleri ve bunlardan yola çıkılarak oluşturulmuş eğitim teknikleri aşağıda ele alınmıştır.
Uyaran: Bir canlının duyu organlarıyla algıladığı ve onda reaksiyon (davranışsal, duygusal, refleksif, fizyolojik vb.) üreten her şey bir uyarandır. Görüntüler, sesler, kokular, tatlar, temaslar, olaylar, durumlar...
Umwelt: Alman biyolog Jakob Johann von Uexküll tarafından ilk kez kavramsallaştırılıp terimleştirilen bu sözcük "kendi merkezli dünya" demektir ("çevre"nin Almancası olan "Umwelt" değildir); yani bir türün çevresiyle olan etkileşiminin, çevreyi algılayış biçiminin kendine has unsurlarının ve özelliklerinin ona yaşattığı türe özel gerçeklik ve dünya deneyimidir. Bir hayvan türünün başka bir hayvan türünün Umwelt'ini bire bir deneyimlemesi tanım gereği imkânsızdır; aynı yerde ve zamanda yaşasalar bile... Başka hayvanların çoğu davranışını anlaşılmaz ve garip bulmamız Umwelt farklılığından kaynaklanır. Kedilerin insanlara anlaşılmaz, esrarengiz, gizemli gelmesi de doğrudan bu fenomenle ilgilidir.
Kedinin, kendisini etkilemeyen, tekrar eden ya da süreklilik arz eden çevresel uyaranlara verdiği tepkinin azalmasıyla karakterize olan öğrenme tipidir. Evrimsel olarak, boşa enerji harcamayı engelleyen basit ama çok önemli bir öğrenmedir. Yeni dünyaya gelmiş bir hayvanın öğrenme deneyiminin önemli bir bölümünü habituasyonlar oluşturur. Kendisi için önemi olmayan sayısız çevresel uyarandan etkilenmemeyi, bunlara reaksiyon göstermemeyi öğrenir; böylece beyin gelişimi kendisini ilgilendiren şeylerle ilgili olarak yapılanır. Tersi olan duyarlılaşma ile birlikte bağsal olmayan öğrenme biçimlerini (İng: "non-associative learning") oluştururlar.
Evinize gelen sakin ve kendi halinde misafir bir çocuk önce kedinizin meraklı incelemesine maruz kalabilir. Eğer çocuk evinizde geçirdiği zaman süresince kedinize yönelik bir şeyler yapmazsa kediniz bir süre sonra çocuğun varlığını önemsememeye başlayabilir. Çocuğun bir sonraki gelişinde daha rahat bir tavır içinde olabilir. Çocuğun varlığı artık nötr bir uyarana dönüştüğü için onun yakınında bulunan sevdiği bir yere gidip yatabilir. Bu bir habituasyon örneğidir.
Duyarlılaşma, habituasyonun tam tersidir. Kedinin tekrarlayan ya da süreğen bir uyarana zamanla daha sık ve daha güçlü tepki verir hale gelmesidir. Sadece korkular için olmamakla birlikte, önceden korkulmayan bir şeye karşı git gide daha korkak hale gelinmesi duyarlılaşmadır. Yukarıdaki örnekte çocuk kediyle ilişkisinde pasif kalmak yerine, kediye yönelen ve onu rahatsız eden, korkutan davranışlarda bulunursa kedi çocuklara karşı duyarlılaşabilir. Artık eve gelen başka çocuklara da, kendisiyle ilgilenmeseler bile daha yoğun reaksiyon gösterebilir. Bu bir duyarlılaşma örneğidir.
Kedinizde herhangi bir uyarana karşı (başka bir pet, bebek, çocuk, yetişkin insan, elektrikli süpürge, saç kurutma makinası, herhangi bir eşya, gök gürültüsü, misafirler, veterinere gidiş, yolculuk, ilaç uygulamaları...) duyarlılaşma olduğunu, yani kedinizin herhangi bir şeye git gide daha fazla reaksiyon gösterdiğini, daha fazla korktuğunu, agresifleştiğini fark ettiğiniz anda proaktif bir şekilde bu bilişsel ilişkilendirmeyi durdurmak için çalışmalısınız çünkü bu ilerleyen bir süreçtir ve durumun düzeltilmesi git gide zorlaşır. Böyle durumlarda kullanmanız gereken teknikler "duyarsızlaştırma" (İng: desensitization) ve "karşı koşullandırma"dır (İng: counter conditioning) ve bunlar her kedi, hatta hayvan sahibinin ilk öğrenmesi gereken eğitim teknikleridir çünkü insan yaşamına dahil edilen hayvanlar kendileri için stresli ve korkutucu deneyimlerle mutlaka defalarca karşılaşmak durumunda kalacaklardır. (Daha fazla bilgi aşağıda.)
Kedi için nötr (değersiz) bir uyaranın, onda reaksiyona neden olan değerli bir uyaranla (olumlu ya da olumsuz olabilir) ilişkilenerek değerli hale gelmesiyle karakterize olan bir öğrenme tipidir. Kedinizin adını kendiliğinden öğrenmesi buna bir örnektir. Aslında kediniz adını değil, o sözcüğün peşisıra, genelde, iyi bir şeyin gerçekleştiğini öğrenir. Mamanın, okşamanın, oyunun, ilginin çoğunlukla kedinizin adını söylemenizden hemen sonra ya da onunla birlikte gelmesi, normalde kediniz için hiçbir anlamı olmayan bu sözcüğün (değersiz uyaran); bu olayların (mama, okşama, oyun vb. değerli uyaranlar) onda ürettiği pozitif duygusal reaksiyonlarla ilişkilenmesine neden olur ve artık kedinizin sadece adını söylediğinizde, mama vermeseniz bile, pozitif duygulanımlar tetiklenir ve kediniz ilgisini size yöneltir. Mama konservesinin açılma sesini ya da kuru mamanın dökülme sesini duyduğunda kedinizin heyecanlaması da klasik koşullanmadır. Normalde kedi için anlamsız olan bu ses, mamayla hep aynı anda ortaya çıktığı için nötr bir uyarandan koşullanmış, değerli bir uyarana dönüşür ve beyninde "konserve açma sesi = mama geliyor" olur.
Kedinizi korkutmayan herhangi bir uyaranın ortaya çıkışını kedinizin sevdiği şeylerle ilişkilendirerek klasik koşullanmayı kedinizin istediğiniz şeylerle pozitif algısal ilişkiler kurmasını sağlamak için kullanabilirsiniz. Örnek: Eve her misafir gelişinde kedinize ödül mamaları verebilir (mamayı misafire de verdirtebilirsiniz) ya da kaliteli bir oyun seansı düzenleyebilirsiniz. Bu deneyim birkaç kez aynı şablonda yaşandıktan sonra kedinizin kafasında "eve gelen yabancı insanlar = güzel mama/eğlence" ilişkisi kurulacaktır. Bu, uzun vadede kedinizin misafirlere karşı duyarlılaşma yoluyla git gide artan korkular geliştirmesini de zorlaştıran bir algısal altyapı oluşturacaktır; ya da günün birinde seyahate çıktığınızda kedinize bakmak için eve bir yabancı geldiğinde, bu deneyimin hem kediniz hem de o kişi için daha stressiz ve kolay olmasına yardım edecektir.
(Klasik koşullanmadan bu şekilde faydalanabilmeniz için başta o uyaranla ilgili kedinizde bir korkunun olmaması ön koşuldur çünkü korku varsa diğer öğrenme mekanizmaları çalışmaz; bu durumda aşağıda ele aldığımız "Duyarsızlaştırma ve Karşı Koşullandırma" tekniklerini kullanmalısınız. Misafir örneğinde, kediniz misafirden halihazırda korkuyorsa bu tekniği uygulamanız bir işe yaramayacaktır.)
Kedinin, bir davranışının frekansını o davranışın ortaya çıkardığı sonuçlara bağlı olarak istemli bir şekilde arttırması ya da azaltmasıyla karakterize olan öğrenme tipidir. Kediniz mama konservesinin açılma sesini duyduktan sonra yan odadan yanınıza gelirse ve bunun sonucunda siz de ona mamasını verirseniz bu davranış güçlenecektir. Bu yolla, kediniz, kendisine fayda sağlayan bir davranışı öğrenmiş ve çoğaltmış olur. Konserve açılma sesi üzerine yanınıza gelme davranışı sonucunda mamaya erişim düzenlilik arz ederse bu davranış istikrarlı bir şekilde gösterilecektir ve güçlenecektir. Edimsel koşullanma, davranışın sonuçlarına göre beş farklı şekilde gerçekleşebilir:
POZİTİF PEKİŞTİRME
İstemli davranışın, yukarıdaki örnekteki gibi, kedi için olumlu bir uyaranı ortaya çıkarması durumudur. Bu davranışlar güçlenir. Kedinizin bir yeri tırmaladığında kendini iyi hissetmesi, sevdiği bir ödül mamasını alması, kafasının okşanması pozitif pekiştirme örnekleridir. Bununla birlikte, mutfak tezgahına çıktığında sevdiği bir gıdaya ulaşması ya da bir dolaba/çekmeye girip çamaşırların üzerinde kıvrılıp uyuması da pozitif pekiştirme örnekleridir. Tırmalama, tezgaha çıkma, dolaba/çekmeceye girme davranışları kedi için olumlu sonuçlar üretmiştir. (Bazı davranışların pekişmesi için dışarıdan ödüle gerek yoktur; davranışın gerçekleşmesi bireye kendini daha iyi hissettirdiği için ödül içseldir, davranış her uygulamada kendiliğinden pekişir. Tırmalama, yemek yeme, su içme, çiftleşme vb. doğal davranışlar böyledir.)
NEGATİF PEKİŞTİRME
İstemli davranışın kedi için olumsuz bir uyaranın sonlanmasına neden olmasıdır. Bu davranışlar güçlenir. Kedinizin soğuk bir zeminden koltuğa ya da kucağınıza atlaması ya da odadan çıkmak için kapı önünde miyavlaması üzerine kapının açılması negatif pekiştirme örnekleridir. Davranış (koltuğa/kucağa çıkma, kapı önünde miyavlama) halihazırdaki olumsuz durumun (üşümek, hacimsel kısıtlanmışlık) sonlanmasına neden olmuştur.
POZİTİF CEZA
İstemli davranışın kedi için olumsuz bir uyaranı ortaya çıkarması durumudur. Bu davranışlar zayıflar. Kediniz istenmeyen bir yere çıkınca su püskürtmeniz, bağırmanız ya da akvaryumun üzerine zıplayan bir kedinin suya düşüp ıslanması pozitif ceza örnekleridir. Gösterdiği davranış, olumsuz bir durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur. (Su püskürtme, bağırma, vurma gibi şiddet içeren cezaların kedi eğitiminde de hayvan bakımında da yeri yoktur. Nedenleri için aşağıdaki ilgili paragrafa bakınız.) Şiddet içermeyen, travmatik olmayan ve kedinizin sizinle ilişkilendiremeyeceği "pozitif ceza"lar bazı durumlarda kullanılabilir. Mesela, tezgâha zıplayan bir kedinin burada çift taraflı bantlarla kaplanmış bir yüzeyle karşılaşması ve patisindeki yapışkanlıktan rahatsız olması da bir pozitif ceza örneğidir; tezgâha çıkma davranışı olumsuz bir sonuç üretmiştir; bu davranış azalacaktır.
NEGATİF CEZA
İstemli davranışın kedi için olumlu bir uyaranın sonlanmasına neden olmasıdır. Bu davranışlar zayıflar. Kediniz oyun sırasında sizi ısırmak ya da tırmalamak gibi bir davranış gösterdiğinde oyunu kesmeniz negatif ceza örneğidir. Halihazırda var olan, kedi için olumlu bir durum, oyun oynamak, agresif davranışın gösterilmesiyle bitmiştir. (Gerçekten de böyle bir durumda yapmanız gereken ilk şey tam olarak budur. Bu konuda daha fazla bilgi için "Davranış Sorunları" bölümündeki "Kedilerde Saldırganlık" sayfamızdaki "Oyun Agresyonu" başlığından faydalanabilirsiniz.)
NOT: Yukarıdaki tanımlara göre, dikkat edilecek olursa, "pozitif" ve "negatif" sözcükleri, olumluluk ve olumsuzlukla değil, ortama bir uyaranın eklenmesi ya da ortamdaki bir uyaranın ortadan kalkmasıyla ilgilidir. Özne açısından pekiştirmelerin ikisi de olumlu (istenen, sevilen), cezaların ikisi de olumsuz (istenmeyen, sevilmeyen) sonuçlarla ilgilidir.
NOT: Davranışın güçlenmesi demek; daha sık ve/veya daha hızlı ve/veya daha uzun sürecek şekilde ve/veya daha güçlü hareketlerle gösterilmesi demektir.
TÜKENME
Daha önceden klasik ya da edimsel koşullanmayla yerleşmiş bir davranışın artık herhangi bir sonuç ortaya çıkarmaması ve buna bağlı olarak davranışın zamanla azalarak bitmesidir. Yani kedinin belirli bir davranışına sizden ya da çevreden kedinin olumlu ya da olumsuz olarak algıyabileceği hiçbir reaksiyon gelmemesi, kedinizi o an için tamamen yok saymanızdır. Bu durumda o davranış zaman içinde azalır.
Algısal öğrenme tiplerinden biri olan gözlemsel öğrenme ve taklit etme, adından da belli olduğu gibi bir bireyin, genellikle türdeşi olan başka bir bireyi gözlemleyerek ve taklit ederek bir davranışı öğrenmesidir. Kedilerde bu tip öğrenmenin olduğunu ve başarıyla işlediğini gösteren bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Bir çalışmada gözlemsel öğrenme grubundaki kedilerin konvansiyonel biçimlendirme tekniğiyle eğitim alan kedilerin olduğu diğer gruba göre belirli bir davranışı (ışık yandığında manivelaya basmak ve mama kazanmak) öğrenmede daha başarılı oldukları gözlemlenmiştir; davranışı daha hızlı ve daha az hatayla öğrenmişlerdir. Kapıları, mobilya kapaklarını, çekmeceleri açan, akşam yemeğinde sofrada herkes gibi bir sandalyede oturmak isteyen kediler bu davranışları muhtemelen "gözlemsel öğrenme ve taklit etme" yoluyla öğrenmektedir. Dolayısıyla, kediniz öğrenirse fiziksel olarak becerebileceği ve onun için tehlikeli olabilecek şeyleri sizi dikkatle izlerken yapmamanız iyi bir fikir olabilir.
NOT
Korku, kaygı ve stresle ilgili nörokimyasal süreçler aktifken diğer öğrenme biçimleriyle ilgili nörokimyasal mekanizmalar sağlıklı çalışamaz. Bu nedenle, tüm kedi ve hayvan eğitimlerinde, öğretilmek istenen konuyla ilişkili korkular varsa önce bunların duyarsızlaştırma ve karşı koşullandırma teknikleriyle ortadan kaldırılması gerekir.
Kedinizin doğrudan size yönelen istenmeyen davranışlarında, mesela oyun sırasında ısırmak ya da tırmalamak vb., vereceğiniz ilk tepki TAMAMEN tepkisizlik olmalıdır. (Bu tepkiniz, bağlama göre, "tükenme" ya da "negatif ceza" olacaktır.) Isırma örneğinden gidecek olursak, ısırdığı anda oyunu bitirmeli, hareketlerinizi tamamen durdurmalı, hiçbir şey yapmamalı, elinizi ağzından hızla kaçırmaya bile çalışmamalı, kısa süreliğine ağzında tutmalısınız. (Böyle yaptığınızda kediniz zaten durumda bir gariplik olduğunu anlayıp ısırmayı bırakacak ya da basıncı azaltacaktır.) Birkaç saniye bekledikten sonra elinizi çekip en az birkaç dakika kedinizle oynamayı bırakıp ilginizi kedinizden uzaklaştırmalısınız. Daha sonra tekrar devam edebilirsiniz. Birkaç kez böyle yaptıktan sonra davranışta azalma başlamadıysa gene aynı reaksiyonu göstermelisiniz fakat bu sefer oyunsuz geçen süreyi biraz daha uzatabilirsiniz. Çok düşük bir ihtimal olmakla birlikte, hâlâ iyileşme olmadıysa bir sonraki sefere kedinizin bulunduğu odadan ayrılıp o oyun seansını tamamen bitirebilirsiniz. Oyun sırasındaki her ısırma vb. agresif davranışta oyunun anında kesilmesi bu agresif davranışın görece kısa zaman içinde tükenmesini beraberinde getirecektir. (Bu arada, kedinizle zaten uzuvlarınızı kullanarak oynamamalı, her zaman kedi oltası vb. elinizle kediniz arasında mesafe oluşturan oyuncaklar kullanmalısınız. Kedinizin beyninde eller ve ayaklar oyun partneri olarak kodlanmamalıdır. Bu tavrı kedili hayatınızın başından itibaren evdeki herkes disiplinli bir şekilde benimsemelidir.)
Eğer kedinizin istenmeyen davranışı doğrudan size yönelen bir davranış değilse (mesela raftaki bir eşyanızı yere atmak) yapmanız gereken ilk şey, kedinizi o an için yine yok saymak ve hiç tepki vermemektir; çünkü tepkinizin niteliklerine göre kediniz tepkinizi, davranışının ortaya çıkardığı olumlu sonuç olarak algılayabilir (uzun süredir kendisiyle ilgilenmeyen sahibinin ilgisini almayı başarmıştır), algısı böyleyse davranışı istemeden pekiştirmiş olursunuz. Tepkiniz kedinizi korkutan ya da olumsuz algılayacağı bir tepkiyse ve zamanlama problemleri de varsa, ki birçok durumda zorunlu olarak olacaktır, çünkü kedinizin yaptığı bir "yaramazlığın" sonucunu olay gerçekleştikten daha sonra göreceksinizdir; bu durumda da kedinizin size olan güveni ve bağı zayıflar; sizi "sağı solu belli olmayan biri" olarak kafasında profilleyebilir; ayrıca istenmeyen davranışını siz yokken göstermeye devam eder.
Bu nedenlerden dolayı istenmeyen davranışlara önce tepkisiz kalmalı, sonra davranışın hangi kedisel sebepten ya da ihtiyaçtan ortaya çıktığını anlamalı, yani davranışın kedi için getirisinin ne olduğunu tespit etmeli ve ihtiyacını gidermesi için kullanışlı ve güvenli alternatif çözümler sunmalısınız. Bunları yaparken istenmeyen davranışın gerçekleştiği bağlamın kedi için değerini düşürmeniz de çoğu zaman gerekebilir ve sürece katkı sağlar. Bunun nasıl yapılacağı aşağıda ele alınmıştır.
İstenmeyen davranışların cezalandırıldığı eğitim biçimleri bir şeyler öğretebilse de kedinin duygudurumunu sistematik olarak negatife taşıyacağı ve stresini arttıracağı için ilişki bozucudur ve başka birçok soruna gebedir. Bir insan tarafından fiziksel ve/veya psikolojik etkileri olan cezalandırmanın uygulandığı bir ortamda kedi şu tepkilerden bir ya da birkaçını göstermeye başlayacaktır: Önce cezayı uygulayan kişiden sonra da "duyarlılaşma" yoluyla bütün insanlardan korkmaya başlayabilir. Bunun ortaya çıkaracağı kronik stres birçok davranış ve sağlık sorununa yol açabilir. Korku hisseden bir kedi bu duygusunu kendisine ceza uygulayan kişiye ya da etrafında kim varsa onlara agresif davranışlar göstererek dışavurabilir. Korkan bir kedi o ortamdan kaçmayı ve insanlarla hiçbir şekilde yeni etkileşimlere girmemeyi isteyebilir. Bunlara ek olarak cezanın kullanımı genellikle sahibinin olduğu ortamda kedinin spontane davranışlarını göstermesinde azalmaya neden olur ve gelecekteki eğitim süreçlerini zorlaştırır. Cezalandırma kediye ne yapmaması gerektiğini gösterebilir fakat doğru eylemin ne olduğunu öğrenmesine yardım etmez. Özetle, bu sonuçların hepsi kedi için ızdırap vericidir ve yaşam kalitesi üzerinde zarar verici bir etkiye sahiptir. Kediler için başarılı bir eğitim, doğru davranışların ödüllendirilmesine, istenmeyen davranışların ise yok sayılmasına ya da uygun hedeflere yönlendirilmesine dayanır. Etkileşimlerin ve eğitimin merkezinde bu tutumun olması pozitif bir ilişkinin kurulmasını ve iki taraf için de başarılı ve mutlu bir öğrenme deneyiminin gerçekleşmesini sağlar.
⚠️
Günümüzde; hem etkinliği, verimliliği ve hayvan refahına uygunluğu hem de arkasında birikmiş, büyük, bilimsel kanıt kümesiyle pozitif pekiştirmeye dayanan operant eğitim, deniz memelilerinden laboratuvar farelerine, hayvanat bahçesindeki vahşi hayvanlardan akvaryum balıklarına kadar tür ayrımı olmaksızın tüm hayvan eğitimlerinde kullanılan temel metottur. Pozitif pekiştirme ile hayvanlar daha çabuk öğrenir, öğrendiklerini kolay kolay unutmaz ve daha önemlisi iki taraf da öğrenme sürecinden zevk alır. Pozitif pekiştirmeyle eğitilen hayvanlarla konvansiyonel, cezalandırmaya dayalı tekniklerle eğitilen hayvanların psikolojik durumları çok farklıdır. Pozitif pekiştirmeyle eğitim alan hayvanlar kendini iyi hisseder, kendine güvenleri yüksektir, bakım verenleriyle bağları çok daha kuvvetli, kaliteli ve sofistikedir; çünkü bu teknik aynı zamanda hayvan ve insan arasında bir iletişim yöntemi ve oyunsal etkileşim aracı olarak da çalışır. Pozitif ceza ve negatif pekiştirmeye yani eğitilen tarafından olumsuz algılanan uyaranlara dayalı eğitimlerin uygulandığı hayvanlar, ebeveyninden şiddet görmekten korktuğu için "uslu" duran, sadece izin verilen zamanlarda izin verilen davranışları gösteren ve korku nedeniyle başka hiçbir doğal davranışını gösteremeyen tutuk çocuklar gibidir.
Başta pozitif pekiştirme, biçimlendirme, duyarsızlaştırma ve karşı koşullandırma olmak üzere aşağıdaki teknikleri öğrenerek sadece kedinizi değil etkileşim içinde olduğunuz bütün hayvanları eğitebilirsiniz. İdeal olan da bir hayvana sahibinin, hayatını yanında geçirdiği kişinin genel eğitimleri vermesidir. Kedi ve birçok başka hayvan zaten doğaları ya da koşullar gereği eğitim almak üzere birilerine verilemez ama mesela köpeklerde ya da atlarda da çok daha ideal olan sahiplerinin uygulaması basit bu tekniklere aşina olması ve hayvanı kendisinin eğitmesidir. (Engelli kılavuzluğu eğitimi gibi kompleks davranışsal hedeflerin kusursuza yakın düzeyde sağlanmasını gerektiren eğitimlerde doğal olarak uzmanlardan hizmet almak daha pratik olacaktır.)
Not: Köpeğiniz varsa ve eğitim için görüştüğünüz kişi ya da kurum "sürü lideri", "düzeltme", "ceza", "itaat", "baskınlık", "hakimiyet", "hiyerarşi", "dengeli eğitim" ("balanced training"), "dengeli yaklaşım" ("balanced approach") gibi sözcükleri ve ifadeleri kullanıyorsa, "eğitim tasması" adı altında hayvanın boynuna doğru çıkıntıları olan, uzaktan kumandayla elektrik veren ya da çekince boynu sıkıştıran diğer tiplerde tasmalar kullanıyorsa cezalandırmaya dayanan, eski tip ve bilimin desteklemediği bir eğitim veriyor demektir. Eğitmene hangi metotla eğitim verdiği net olarak sorulmalı ve tüm eğitimini pozitif pekiştirmeye dayandırdığından emin olunmalıdır.
Planlı kedi eğitimi, sayfanın başında da değindiğimiz şu dört kategorideki davranışsal hedeflere ulaşmak için aşağıdaki tekniklerle planlayarak uyguladığımız eğitim süreçleridir:
Stres yaratan, kaçınılan bir nesnenin, durumun ya da olayın tahammül edilebilir hatta pozitif algılanır bir hale getirilmesi. Süpürgeden, korkmamak, gök gürültüsünden korkmamak vb.
Bazı davranışların kendiliğinden, spesifik bir komut ya da sinyal olmaksızın gösterilmesinin sağlanması. Tırmalama ürünlerini, puzzle besleyicileri kullanması vb.
Komuta bağlı olarak belirli bir davranışın gösterilmesi. Komutla oturması, gelmesi vb.
Halihazırda gösterilen rahatsız edici, zarar verici veya tehlikeli bir davranışın engellenmesi. Ellere ayaklara saldırmamak, tezgaha çıkmamak, koltukları tırmalamamak vb.
Birinci kategorideki eğitimler, klasik koşullanmanın ve pozitif pekiştirmenin hassas bir şekilde kademelendirilmiş süreçler içinde uygulanmasına dayanır. ("Duyarsızlaştırma ve karşı koşullandırma") İkinci ve üçüncü kategorideki eğitimler doğrudan pozitif pekiştirmeye dayanan tekniklerle yapılır.
İstenmeyen davranışların engellenmesiyle ilgili olan son kategorideki eğitimlerde ağırlıklı olarak tükenme ve pozitif pekiştirme; bunlara ek olarak spesifik konuya göre, koşullu olarak pozitif ceza ve negatif ceza teknikleri de kullanılabilir. (Bu terimlerdeki "ceza", kedi için istenmeyen bir durumun ortaya çıkmasını ya da olumlu bir durumun sona ermesini ifade eder; şiddetle ilgisi yoktur. Koşul ise kedinin fiziksel ya da psikolojik olarak zarar görmemesi ve cezayı bir insanla ilişkilendirememesidir. Mesela, kediye bağırmak ya da spreyle su sıkmak bu koşulları sağlamaz çünkü hem psikolojik olarak kedi zarar görür hem de ceza doğrudan insanla ilişkilenir; fakat kedinin çıkmasını istemediğiniz bir yüzeyi çift taraflı bantla kaplamak bu koşulları sağlar.) İstenmeyen davranışlarla karşılaşıldığında ilk yapılması gereken şey tepkisizliktir. (bkz. “Tükenme”) Buna ek olarak, bu davranışı doğuran kedisel gereksinimin tespiti, alternatif sorunsuz çözümlerin kediye yeterli miktar ve nitelikte sağlanması, pozitif pekiştirmeyle bunlara teşvik edilmesi ve istenmeyen davranışın gerçekleştiği bağlamın kedi için değerinin düşürülmesi de gerekir. Örnek: Kediniz koltuğu tırmalıyorsa tepkisiz kalırsınız, buna ek olarak kedinizin gereksinimlerine uygun biçimde tırmalama çözümleri sağlarsınız ve pozitif pekiştirmeyle bunları kullanmaya yöneltirsiniz ve gerekirse koltukta tırmaladığı yüzeye sevmediği bir koku sıkabilir ya da bu yüzeyleri çift taraflı bantla ya da tırmalamasını engelleyen bir malzemeyle kaplayabilirsiniz. ("pozitif ceza") Durdurulmak istenen davranış daha önce, bilerek ya da bilmeyerek pekiştirilmiş bir davranışsa tüm pekiştirmeler (ödüllendirmeler) kesildikten sonra, kedi, bir süre daha bu davranışı daha da güçlü bir şekilde gösterebilir. "Tükenme patlaması" (İng: "extinction burst") denen bu fenomen yapılan değişikliğin işe yaramadığının değil, tam tersi yaradığının göstergesidir. Bu süreçte sabretmek, pes edip tekrar ödüllendirmeye başlamamak önemlidir.
Aşağıda önce kedilerde pozitif pekiştirmenin detaylarını sonra da pozitif pekiştirmeye dayanan, eğitime yardımcı diğer teknikleri ele alacağız.
Aşağıdaki teknikleri öğrendikten ve spesifik kedi eğitimlerinde nasıl kullanıldıklarını "Eğitim Örnekleri" bölümümüzde inceledikten sonra kendi kedi eğitimlerinizi tasarlayabilirsiniz.
Pozitif pekiştirme, tüm eğitimlerde kullanılan ana tekniktir denilebilir. Aşağıda okuyacağınız diğer tekniklerin de çoğu pozitif pekiştirmenin yardımıyla ya da pozitif pekiştirmeyle ilişkili olarak uygulanır.
Pozitif pekiştirme, yukarıda anlatıldığı gibi, olumlu sonuç ortaya çıkaran davranışların güçlenmesi demektir. Pozitif pekiştirmeye dayanan eğitim tekniği, istenen davranışların hemen, idealde 1 saniyeden kısa sürede ödüllendirilmesine dayanır. Bu çabukluk eğitimin başarısı açısından hayatidir. Gecikme 1-2 saniyeden fazla olursa kedi ödüllendirilen davranışın ne olduğunu anlayamaz ya da ödül geldiği anda ne yapıyorsa onun ödüllendirildiğini düşünür.
Örnek: Salonda oturuyorsunuz ve kediniz etrafta geziniyor. Öğretmek istediğiniz davranış, koltuk yerine yeni aldığınız ve koltuğun hemen yanına koyduğunuz tırmalama direğini tırmalaması. Siz TV izlerken kedinizin şans eseri direği tırmaladığını fark ediyorsunuz ve heyecanlanıp hemen ödül mamasına ulaşıp onu ödüllendirmek için harekete geçiyorsunuz. Siz mamayı bulana kadar geçen birkaç saniyede kediniz tırmalamayı bırakıyor ve masa örtüsünün sarkan püskülüyle oynamaya başlıyor. Tam o anda yetişip ödül mamasını veriyorsunuz... Bu senaryoda doğru yeri tırmalamayı değil masa örtüsünün püskülüyle oynamayı güçlendirmiş oldunuz.
Not: Bu çabukluk prensibi aslında kedinize bir davranışıyla ilgili vereceğiniz her tepki için geçerlidir. Kediniz gösterdiğiniz tepkilerin o anda yapmakta olduğu şeye ya da hemen önce yaptığı şeye verildiğini sanar. Daha önce yaptığı bir şeye şu anda tepki vermeniz kedinizin (ya da herhangi bir petinizin) anlayabileceği bir şey değildir. Örn: Odaya girdiniz ve sevdiğiniz bir eşyanın raftan yere düşüp kırılmış olduğunu gördünüz. Kediniz de her zamanki yerinde kıvrılmış, yalanıyor olsun. Kedinize dönüp kızgın bir ses tonu ve beden diliyle tepki gösteriyorsunuz, söyleniyorsunuz. Kediniz, bu senaryoda tepkinizin eşyanızı düşürmesiyle ilgili olduğunu anlayamaz. "Neden her zaman yatıp yalandığım yerde şimdi bana kızıyor?" diye düşünür ve bir daha oraya gelmemeyi tercih edebilir. Ama daha da önemlisi kedi için anlamsız, belirsiz ya da tutarsız denebilecek bu türden davranışlarınız çoksa kediniz sizi kafasında "bunun sağı solu belli olmuyor" olarak profilleyebilir; bu da size olan güveni ve bağı açısından negatif bir faktördür. Kedinizle sosyal etkileşimlerinizin onun için pozitif, istikrarlı ve öngörülebilir olmasına özen göstermelisiniz çünkü kediler sahiplerini veya bakım verenlerini en değerli çevresel kaynaklarından biri olarak görürler ve bu algıyı bozan durumlar onlar için stres kaynağıdır.
Ödül ("birincil pekiştirici", "primary reinforcer") olarak kullanılabilecekler: Besin değeri yüksek, sağlıklı, kedinizin bayıldığı, tercihen standart mamasının dışında bir gıda, seviyorsa kafa-gıdı masajı, kedi oltasıyla oyun vb. sevilen şeyler birincil pekiştirici olarak kullanılabilir fakat pratikte, eğitim seansı içinde gıdayı, seansın tamamlanması üzerine ise diğer ödülleri kullanmak daha işlevsel olacaktır. Yiyecek olan tüm ödüllerin kedinin her gün yediği standart mamasından farklı ve daha sevdiği bir şey olması avantajlıdır çünkü bu, kedininin eğitim seanslarındaki motivasyonunun daha yüksek olmasına yardım eder. (Zorlu eğitimlerde bu konu daha da önem kazanır.) Bu ödüller her başarılı hareketten ya da gösterilmesi istenen tepkiden hemen sonra çok az miktarda verilir. (Katı mamaysa, işaret parmağı tırnağınızın çeyreği gibi, ıslaksa şırınga vb. bir araç yardımıyla 2-3 yalatımlık...) Böylece birkaç dakika sürecek bir eğitim seansında defalarca ödüllendirme imkanı olur. (Kedinizin günlük normal mamasından ödül olarak kullandığınız mamalara karşılık gelen miktarı düşmeniz önemlidir. Obezite, evde yaşayan kediler için en büyük tehlikelerden biridir.)
Bir eğitimde hedeflenen davranışı kedi istikrarlı bir biçimde gösterene kadar (istikrar, 10 denemenin 9’unda kedinin istenen davranışı göstermesi olarak düşünülebilir) ödüllendirme kesintisiz yapılmalıdır. Yani her doğru davranış sonrası ödül gelmelidir. Bu ödüllendirme rejimine “süreğen pekiştirme” denir (İng: continuous reinforcement), iyi bir öğrenme için çok önemlidir. Öğretilmek istenen bir davranış oturduktan yani kedi tarafından iyice öğrenilip istikrarlı biçimde gösterilir hale geldikten sonra ödüllendirme frekansı zamanla git gide düşürülmeli ve düzensizleştirilmeli ama hiçbir zaman sıfırlanmamalıdır. Yani artık her doğru davranış sonrası ödül verilmemelidir. Bu ödüllendirme rejimine aralıklı pekiştirme denir. (İng: intermittent reinforcement) Bu uygulama, hem davranışın etkili bir şekilde kalıcılaşması hem de davranışı rafineleştirme, en iyi versiyonuna ulaştırmak için gerekli bir yöntemdir; yani artık kediniz davranışı tam istenen şekliyle gösterirse ödüllendirirsiniz. Örn: Kediniz çağrılınca gelmeyi öğrendi ve çağırdığınızda istikrarlı bir şekilde geliyor olsun; ama bazı gelişlerde çabuk bazı gelişlerde yolda bir şeylere takılarak, ağırdan alarak geliyor olabilir. Artık sadece çabuk gelişleri ödüllendirerek davranışı ideal versiyonuna ulaştırabilirsiniz. Öğrenilmiş bir davranışın her uygulamasının hâlâ ödüllendirilmeye devam edildiği bir durumda, bir kere bile ödüllendirmezseniz kediniz doğru davranışını derhal sonlandırabilir hatta bazı kediler agresif tepkiler bile gösterebilir. (Bu prensipten çıkarılması gereken başka önemli bir nokta da şudur: Eğer kediniz istediği bir şeyin yapılması için miyavlayıp duruyorsa, mesela kapalı bir kapıyı açmanız için, ve siz de bazen miyavlamaya dayanamayıp gidip kapıyı açıyor (kapının açılması bu örnekte miyavlama davranışına gelen ödüldür) ve bazen de dayanıp açmıyorsanız, bu şekilde kedinizin kapı önünde miyavlama davranışını olabilecek en etkili şekilde kalıcılaştırmış olursunuz ve bu davranışın tükenmesi çok daha zor olur. Yapmanız gereken, en baştan davranışı yok saymak ve hiç tepki vermemektir. Dayanmak zor da olsa bu davranışı en hızlı biçimde bitirmenin tek yolu budur.)
NOT: Kedinizin açılması için miyavladığı kapının arkasında temel kaynakları varsa o kapı hiçbir zaman kapalı olmamalıdır. Genel olarak bilinmesi gereken, kedilerin bölgeci bir hayvan türü olmaları nedeniyle bölgelerindeki, yani evinizdeki her hacme ve her yere ulaşmak istemelerinin tamamen doğal olduğudur.
Genel olarak, eğitim seansları birkaç dakikayı geçmemelidir. Bir seansta tek bir beceri için çalışma yapılmalıdır. Kedi sıkılmadan ve çalışma motivasyonu henüz tükenmemişken seans bitirilmelidir. Bu şekilde, öğrenilen şeyden bağımsız olarak, eğitim seansının kendisi kediniz için pozitif bir deneyim olacaktır. Eğitim seansları kedinizin huzurlu olduğu zamanlarda ve ortamlarda gerçekleşmelidir. Açlık düzeyi arttıkça gıdaya olan motivasyon ciddi düzeyde artar yani eğitim seanslarını kediniz hafif açken yapmak daha etkili ve verimlidir. Her seans mutlu bitirilmelidir; yani kediniz bir şeyi doğru yaptıktan sonra ödül, övgü, okşamalar ve oyun eşliğinde; çünkü seansın kendisinin başarılı ya da başarısız geçmesinden bağımsız olarak bu şekilde başka ödüllerin kullanıldığı mutlu bir kapanış tüm eğitim seansını ödüllendirmek anlamına gelecek ve kedinizin eğitim seanslarına ilgi ve sevgisini arttıracaktır.
Kedilerin fabrikasyon robotlar olmadığını, kişilikleri olduğunu, farklılıklar gösterebileceklerini hiçbir zaman unutmamak gerekir. Kedinize göre öğrenim hedefine giden yolu tasarlamanız, olmuyorsa değiştirmeniz, hiç olmuyorsa o hedeften bir süre için vazgeçmeniz gerekebilir.
Bazı durumlarda kediniz sizin canınızı sıkan bir şeyi sadece sizden ilgi görmek için yapıyor olabilir, dolayısıyla hangi kedisel ihtiyacını karşıladığını uzun uzun düşünseniz de bulamayabilirsiniz. Bunu yapmasının nedeni ise daha önce aynı şeyi yaptığında başarılı sonuç almış, yani sizden ilgi görmüş olmasıdır (pozitif pekiştirme); bu ilgi yüksek sesli bir sitem ya da azarlama şeklinde olsa bile... "Yaramazlık" yapan bir kediye vereceğiniz sizce olumsuz bir tepki, mesela "Ayyyyy Zuzu!! Ne yaptın öyle? Bıktım artık senin bu yaramazlıklarından!?" şeklinde yüksek ve gergin bir tonda konuşarak kedinizin yanına gitmeniz, kediniz tarafından bağlama göre olumlu bir tepki, yani bir pozitif pekiştirici (ödül) olarak deneyimlenebilir çünkü bir süredir kendisiyle hiç ilgilenmeyen sahibinin ilgisini çekmeyi, saatlerdir kitap okuduğu, TV izlediği koltuğundan kaldırıp yanına getirmeyi, hatta belki bir iki kez okşanmayı bile başarmıştır. Kediniz tepkinizi böyle algılıyorsa, yaptığı "yaramazlık" sizin tarafınızdan pekiştirilmiş olur.
Eğitimde pozitif pekiştirmenin, doğru davranışın anında ödüllendirilmesine dayandığını yukarıda söylemiştik. Bazı durumlarda bu mümkün olmayabilir; kediniz sizden uzakta olabilir, size dönük olmayabilir, elinizin altında ödül maması bulunmayabilir vb. Doğru davranışı gerçekleştiği anda kediye bildiren ve birincil pekiştiricinin (mama vb.) hemen geleceğini kediye haber veren araçlara imleyici denir. (Bu sizin söyleyeceğiniz bir sözcük, clicker gibi ses çıkaran bir araç, anlık yanıp sönen bir ışık gibi birçok şey olabilir.) İmleyiciler birincil pekiştiricinin geleceğini bildirdikleri için zamanla kendileri de kısmi ödül niteliği kazanırlar ve bu nedenle ikincil pekiştirici olarak da adlandırılırlar.
Kullanımı en pratik imleyici, doğal olarak, söyleyeceğiniz bir sözcüktür. Bu sözcüğün kısa, net, hep aynı tonda ve günlük konuşmanızda, özellikle kedinizle konuşmalarınızda kullanmadığınız bir sözcük olması kedinizin kolay ayırt edebilmesi açısından önemlidir. Bu koşulları sağlıyorsa vurgulu bir "yes" iyi bir imleyici sözcük olabilir. Günlük konuşmanızda kullandığınız bir sözcüğü günlük konuşmanızda hiç kullanmadığınız, sıradışı bir tonda söyleyerek de imleyici olarak kullanabilirsiniz.
Bu sözcüğün başta kediniz için hiçbir anlamı olmayacaktır; bu nedenle eğitimlerde kullanmadan önce basit bir ön çalışmayla bu sözcüğü mama ile ilişkilendirmeli, yani bir klasik koşullanma ilişkisiyle sesi nötr bir uyarandan değerli bir uyarana çevirmelisiniz. İmleyici sözcüğünüzün "yes" olduğunu kabul edersek çalışmayı şu şekilde yapabilirsiniz: Kediniz spesifik bir şeyle meşgul değilken yakınlarına gelin, "yes" deyin ve "-s"yi söylerken önüne bir parça ödül maması koyun. Yedikten sonra birkaç saniye bekleyip aynı şeyi tekrarlayın. 15-20 kez tekrarlayın. Bu çalışmayı 2-3 gün boyunca, gün içinde farklı zamanlarda 2-3 kez tekrarlayın. Artık kediniz için "yes = mama geliyor" olmuş olmalı. Bunun sağlamasını yapmak için kediniz başka yöne dönükken "yes" deyin. Hemen size dönüp "e hani mama?!" bakışıyla bakıyorsa çalışma amacına ulaşmış demektir. Değilse aynı çalışmayı birkaç seans daha sürdürün.
Artık, bir eğitim çalışması içinde ya da dışında kediniz doğru ya da istenilen bir davranışı gösterdiğinde hiç gecikmeden (en fazla 1-2 saniye gecikmeyle) "yes" derseniz o davranışın doğru davranış olduğunu kedinize bildirmiş olursunuz.
Altın kural: Her imlemenin hemen arkasından birincil pekiştirici olan gerçek ödül (mama, okşama, oyun, oyuncak...) istisnasız gelmelidir.
Duyarsızlaştırma ve karşı koşullandırma, hayvanlarla ilgilenen herkesin bilmesi gereken eğitim tekniklerinin başında gelir.
Tırnak kesimi, diş fırçalama, taşıma çantasına girme, taşıtla seyahat, veterinere gitme, muayene, evde parazit ilacı ve diğer ilaç uygulamaları (göze, kulağa, burna, deriye), taranmak, eve ya da kedinin hayatına girecek yeni eşyalar, yabancı kokular, yeni ev düzenleri, misafirler, eve yeni gelen kediyle, köpekle, bebekle tanışma, gök gürültüsü vb. yüksek sesler... Kedinizin hayatına girdiğinde korkabileceği (aşina olmadığı ve/veya rutinlerinin dışında olan ve/veya duyusal eşiklerini zorlayan çoğu şey olarak düşünebilirsiniz) ya da halihazırda korktuğu şeylerle ilgili olarak uygulamanız gereken eğitim tekniğidir. Özetle, kedinizin hayatında olması gereken ama tepki gösterebileceği, strese ve korkuya sebep olabilecek ya da halihazırda olan, sizin de işinizi zorlaştırabilecek her şeyde bu tekniği kullanabilirsiniz ve kullanmalısınız.
Karşı koşullandırma, önceden kurulmuş bir "Uyaran X ➡️ Negatif duygusal reaksion (genelde korku)" ilişkisinin "Uyaran X ➡️ Pozitif duygusal reaksiyon" ilişkisine çevrilmesine dayanır. Örnek: Kedi için daha önceki veteriner deneyimleri nedeniyle taşıma çantası korku tetikler hale geldiyse taşıma çantasını ödül maması, oyun, rahatlama vb. pozitif duyguları tetikleyecek şeylerle ilişkilendirerek önceki korku ilişkilendirmesini tersine çevirebiliriz. Bununla birlikte, önceki korku ilişkilenmesinin gücüne bağlı olarak kediniz çantanın yakınlarına, ödül maması ya da oyuncak koyduğunuzda bile, yine de gelmeyebilir çünkü korkunun düzeyi mamanın çekiciliğine fazlasıyla ağır basıyordur. Bu nedenle bu teknik çoğu zaman "duyarsızlaştırma"yla birlikte kullanılır. Duyarsızlaştırma, belirli bir uyaranla ilgili halihazırda var olan ya da oluşacağı kesin olan korku, kaygı, stres, huzursuzluk vb. negatif ilişkilendirmelerin nötrlenmesi ya da baştan, daha oluşmasına fırsat vermeden, engellenmesidir. Bunun için; korkuya ya da negatif duygulanıma neden olan ya da olabilecek nesne ya da duruma kedi, hiç rahatsız olmadığı bir seviyeden başlanarak aşamalandırılmış bir düzende alıştırılır. Bu, o nesne ya da durumun uyaranlık düzeyi (İng.: salience) önce hiç korku tetiklemediği bir düzeye düşürülüp sonra da kedi alıştıkça azar azar arttırılarak yapılır. Uyaranlık düzeyini düşürmek; uyaranın kediye olan mesafesinin arttırılması, sesinin azaltılması, boyutunun küçültülmesi, koku düzeyinin azaltılması, kediyle arasında kapı ya da bebek çiti gibi görsel, işitsel, fiziksel engeller sağlanması, kediye temas eden tarak, tüy toplayıcı, diş fırçası vb. katı bir cisimse temas alanının ve basıncının azaltılması vb. yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Bu eğitimde kedinin beden dili dikkatle gözlemlenmelidir; rahat ve huzurlu halleri sık sık ödüllendirilmeli, korku ifade eden davranışlar ya da beden dili gözlemlendiğinde hemen bir önceki adıma geri gidilerek korkunun tetiklendiği eşiğin altına inilmelidir çünkü korku varsa öğrenme ve eğitim işlemez.
"Kedi Eğitimi Örnekleri" bölümümüzdeki "Korkmama Eğitimi", "Taşıma Çantası ve Veterinere Gitme Eğitimi", "Deri Üstü Parazit İlacını Kabullendirme Eğitimi" ve "Kuru Oral İlaçları Kabullendirme Eğitimi" sayfalarında bu tekniklerin pratikte nasıl kullanıldıklarını detaylı olarak görebilirsiniz.
NOT:
Kedinizin hayatına girecek olan şeyle korku ilişkilendirmesi henüz oluşmamışken bu eğitimleri uygulamanız hem kediniz ve sizin için daha kolay bir eğitim süreci sağlar hem de böylesi kediniz için daha sağlıklıdır.
2. ilâ 8. haftalar arası yavru kediler için belirleyici sosyalizasyon dönemi denen özel bir gelişim dönemidir. Bu dönemde kedi kalıcı öğrenmeye daha açıktır ve yaşadığı deneyimler beyninde yaşam boyu sürecek değişimler ortaya çıkararır. Bu aralıkta bir kediniz varsa yaşamı boyunca ev hayatında sık sık karşılaşacağı, başta farklı insanlarla zaman geçirmek olmak üzere onu normalde rahatsız edebilecek, korkutabilecek her türlü uyarana (sesler, kokular, diğer petler, elektrik süpürgesi vb. olaylar...) rahatsız olmayacağı düzeylerde maruz bırakarak, keyifli, ödüllü, aşamalı deneyim kurguları içinde alıştırılması insan yaşamına çok daha iyi uyum sağlayabilen, çok daha az stres, kaygı ve korku yaşayan bir kedi ortaya çıkaracaktır. (Kediniz bu yaş aralığında değilse de bu eğitimleri verebilirsiniz. Kedilerin yaşamlarının özellikle ilk birkaç ayında böyle bir eğitimden geçmeleri önemlidir fakat yetişkin kedilere de bu eğitimler verilmektedir; sadece, benzer sonuçlara ulaşmak için verilecek emek biraz daha fazla olacaktır.)
Cats Protection derneğinin yavru kedi sosyalizasyon programı dahilinde hazırladığı, çeşitli günlük yaşam seslerini içeren aşağıdaki çalma listesini hem yavru kediniz için hem de her yaştan kedilerinizin seslere karşı geliştirdiği ya da geliştirebileceği korkuları engellemek için, yukarıda anlatılanlara dikkat ederek kullanabilirsiniz.
Birçok eğitimde uygulanması gereken bir tekniktir. Öğretilmek istenen davranışın kedi için başarması kolay parçalara bölünerek, sırayla öğretilmesidir. Bu aşamalar öğretilmek istenen davranışın kedi için içerdiği yabancı unsurlara, spesifik kedinin kişilik özelliklerine, tercihlerine, eğitim tecrübesine ve öğrenme hızına bağlı olarak ayarlanır. Kedi bir aşamada istikrarlı bir başarı göstermeden (10 denemenin 9'unda istenen davranışı gösterebilmesi istikrarlı başarı kabul edilebilir) sıradaki aşamaya geçilmemeli ya da o anki aşamada başarı gösteremiyorsa bir önceki aşamaya geri dönülmelidir. Örnek olarak, kedinize tırnak kesimi sırasında rahat durmayı öğretmek istiyorsanız bu eğitimi şu şekilde kademelendirebilirsiniz: Kediyi patilerine el temasına alıştırma, patilerin sıkılarak tırnaklarının dışarı çıkarılmasına alıştırma, tırnak kesme aletinin cismine ve kokusuna alıştırma, kesim sırasında kucakta duracağı pozisyona alıştırma, tırnak makasının tırnaklarına temasına alıştırma, bir tırnağın kesilmesine alıştırma, bir patinin tırnaklarının kesilmesine alıştırma, iki patinin tırnaklarının kesilmesine alıştırma, tüm tırnakların kesilmesine alıştırma. (Bu eğitimi öğrenmek için bkz. "Tırnak Kesme Eğitimi" sayfamız)
Öğretilmek istenen davranış kedinin doğal davranış repertuvarında olan bir davranışsa (oturmak, tırmalamak vb.) ya da bazen kendiliğinden gösterdiği bir davranışsa kedinin arzu edilen bu davranışı göstermesi beklenir ve gösterdiğinde anında ödüllendirilir. Buna "davranış yakalama" denir (ing. "capturing"). Doğru anda fotoğraf çekmek gibi düşünülebilir. Bu şekilde, o davranışın frekansı artacak ve gerekirse davranış görsel ve/veya işitsel bir komutla ilişkilendirilerek daha sonra sadece komut üzerine gösterilmesi sağlanacaktır. Bu tekniği kullandığınız bir eğitimde evde yanınızda her an ödül maması bulunmalıdır ki kediniz istediğiniz davranışı rastgele gösterdiğinde zaman kaybetmeden ödüllendirebilin.
Öğretilmek istenen davranış kedinin doğal davranış repertuvarında yoksa (mesela pati vermek ya da sizin istediğiniz spesifik bir yere gelip durmak) onu davranışı göstermeye yöneltmek için kullanılan tetikleyici, çekici yardımcı araçlara "ayartıcı", bu tekniğe de "ayartma" denir. (ing. lure & luring) Ödül maması, burun hedefi, pati hedefi gibi araçlar ayartıcı olarak kullanılabilir. (Bu araçlarla ilgili bilgi aşağıdadır.) Ayartıcı yardımıyla kediye yapması gereken şey gösterildikten ve anladığından emin olunduktan sonra ayartıcı süreçten aşama aşama çıkarılır. (Burun ve pati hedefleriyle ilgili daha fazla bilgiyi aşağıda bulabilirsiniz.)
Gösterilen bir davranışı hedeflenen ideal haline getirmek için pozitif pekiştirmeyle aşama aşama düzeltmeye ve/veya geliştirmeye "davranış biçimlendirme" (ing. "shaping") denir. Bu, hedef davranış yönünde doğru davranışların ilerleyen bir rejimde ödüllendirilmesi ve diğer davranışların tepkisiz bırakılmasıyla yapılır. Örnek: Hedef davranış kedinin komut üzerine kendi etrafında bir tam dönüş yapmasıysa önce biraz dönmesi ödüllendirilir (diyelim ki 90 derece), başka hareketler ödüllendirilmez. Bunu istikrarlı bir şekilde yapıyorsa artık sadece 180 derece dönüşler ödüllendirilir, daha az dönüşler ya da başka hareketler ya da davranışlar ödüllendirilmez. Bu sistemle, yani önce doğru davranışın ödüllendirildiği, daha sonra o davranış istikrarlı bir şekilde gösterildiğinde onun ya da başka davranışların değil, hedef davranışa daha yakın olan sıradaki davranışın ödüllendirildiği bir rejimle ilerleye ilerleye tam dönüşe varılır. Kediniz herhangi bir eğitimde istediğiniz hedef davranışa çok uzak olsa da doğru yönde bir davranış gösterirse bunu mutlaka ödüllendirmeli ve onun üzerinden yapacağınız biçimlendirmelerle hedef davranışa doğru yol almalısınız.
Öğretilmek istenen davranış, komut üzerine gösterilmesi istenen bir davranışsa kediniz doğru davranışı göstermeye başladıktan ve bunu istikrarlı bir biçimde sürdürebildikten sonra işitsel ya da görsel komutu sürece eklemelisiniz. Örnek: Hedefiniz kedinizin komut üzerine oturmasıysa, öncelikle komutu düşünmeden sadece kedinizin ayaktayken oturur pozisyona geçişini ödüllendirmelisiniz. Eğitim seansı içinde siz ödüllendirdikçe kediniz daha çok oturacaktır. Bunu güvenilir bir şekilde yapıyorsa artık oturmak için yere poposunu yaklaştırmaya başladığı anda "otur" gibi bir işitsel komutu söylemeye başlayabilirsiniz. Ya da elinizle oturma komutu için bir işaret de kullanabilirsiniz. Bunu doğru zamanlamayla, yani oturma hareketine tam başlarken ve net bir şekilde tekrarladıkça kediniz "otur" komutunuzun (ya da el işaretinizin) oturmasıyla ilişkili olduğunu anlayacaktır. Artık sadece siz komutu verdikten sonra oturursa ödüllendirirsiniz.
NOT: Bazı eğitimlerde kedinin istenen hareketi göstermesini sağlamak için kedi elle yönlendirilebilir (temas olmadan). Böyle örneklerde görsel komut, elle yapılan bu harekete bağlı olarak eğitimin başından itibaren kendiliğinden belirlenmiş olur. Mesela, oturma eğitiminin bir versiyonunda tutulan bir mama parçası kedinin kafasının üzerine doğru yaklaştırılır ve kedi kafasını yukarı doğru kaldırırken ister istemez oturma pozisyonuna geçer ve o anda kedi ödüllendirilir. Mamayı belli bir şekilde tutan elin o pozisyonu ve hareketi, oturma için kendiliğinden komuta dönüşür... (Videoda; eğitimde mamanın verilişini 0:49-0:52 arasında, aynı mama verme hareketinin eğitim tamamlandığında "otur" için komut olarak kullanılışını 2:26-2:28 arasında görebilirsiniz.)
NOT: Kediler lisanımızdan çok daha fazla beden dilimize ve el hareketlerimize duyarlıdır, yani bir sözcükten daha kısa sürede ve daha kolay bir şekilde el işaretinizi öğrenecektir; dolayısıyla komuta bağlanması gereken davranış eğitimlerinde öncelikle görsel komuta odaklanmak daha hızlı sonuç verecektir. Beraberinde, işitsel komutu da kullanabilirsiniz. Elinizle işaretinizi gösterirken net bir tonlamayla işitsel komutunuzu da söyleyebilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken, komut görsel de olsa işitsel de olsa net olmalı ve başka şeylerle karışmamalıdır ki kediniz için kolay anlaşılabilir olsun.
Kedinize bir davranışı belirli bir bağlamda öğrettiğinizde, kediniz davranışı öğrenmiş olsa bile bağlam değiştiğinde davranışı göstermeyebilir; bu nedenle, kedi bir davranışı öğrendikten sonra eğitim, çevresel bağlamı değiştirerek biraz daha devam eder ve zaman, mekân ve çevresel uyaranlar değişse de kedi davranışı aynı şekilde göstermeyi öğrenir; yani davranış "genellenmiş" olur. Örn: Eğer kedinize günün hep aynı zamanı, aynı odada, etrafta başka insanlar yokken "otur" komutu üzerine oturmayı öğrettiyseniz (ki zaten doğrusu da kabaca budur, yani eğitim süresince çevresel uyaranların minimize edilmiş olması ve belirli rutinlerin korunması), kediniz günün başka bir zamanı ve/veya evin başka bir yerinde ve/veya etrafta başkaları varken bu davranışı göstermeyebilir. Bu nedenle, davranış ilk olarak öğrenildikten sonra bu dışsal koşullarda azdan çoka giden değişimlerle eğitim seanslarına biraz daha devam edersiniz. Evin başka odalarında, günün başka zamanlarında, etrafta insanlar varken... Bu şekilde davranış belirli çevresel koşullara artık bağlı olmaz, ne zaman istenirse o zaman gösterilir ve genellenmiş olur.
Ayrı davranışların ardışık olarak uygulandığı kompleks davranış eğitimlerinin bazılarında eğitime zincirin sonundaki davranıştan başlayıp başa doğru gitmek kolaylaştırıcı bir tekniktir. Örnek: Kedinize (ya da köpeğinize) attığınız bir şeyi getirmeyi öğretmek istiyorsanız önce cismi ağzına alıp tutmayı, sonra tuttuğunu bırakmayı, sonra getirip bırakmayı, sonra cismin peşinden gidip alıp getirip bırakmayı öğretebilirsiniz.
Clicker, düğmesine her basışta aynı "klik" sesini çıkaran küçük, basit, mekanik bir alettir. Eğitimlerde hayvana "işte tam olarak bu davranışın doğru" mesajını vermek ve hemen ardından ödül geleceğini bildirmek amacıyla zamansal bir imleyici ve ikincil pekiştici olarak kullanılır. (Birincil pekiştici ödülün kendisidir. Clicker bunu sinyallediği için zamanla kendisi de kısmi pekiştirici niteliği kazanır.) Eğitimde clicker kullanımını öğrenmek için "Clicker ile Kedi Eğitimi" sayfamızdan faydalanabilirsiniz.
Burun ve pati hedefleri birçok eğitimde yardımcı araçlar olarak kullanılır. Daha fazla bilgi için "Kedi Eğitimi Örnekleri" bölümümüzdeki ilgili sayfalara bakabilirsiniz.
KEDİYLE HER ETKİLEŞİM BİR EĞİTİMDİR
Kediler onlarla olan tüm etkileşimlerimizden bir şeyler öğrenir ve davranışlarında buna göre değişimler (güçlenmeler ya da zayıflamalar) olur. Bizim bilinçli ya da bilinçsiz olarak herhangi bir davranışına verdiğimiz tepkiyi olumlu olarak algılıyorsa davranış güçlenir; olumsuz olarak algılıyorsa zamanla davranış zayıflar. (Olumsuz tepkilerimizin sürekliliğine ve şiddetine göre, aramızdaki bağın hızla zayıflaması da dahil birçok başka sorun ortaya çıkabilir. Bu nedenle modern hayvan eğitimlerinde ceza kullanılmamaktadır.) Ya da davranışa sizden ya da çevreden hiçbir tepki alamazsa zaman içinde davranış git gide zayıflar ve biter.
Yukarıdaki bilgiler şu anlama geliyor: Kedinizle rutin etkileşimlerinizde sadece çoğaltmak istediğiniz ve sorunsuz davranışlarına pozitif tepkiler vermeli, problemli davranışlara hiçbir tepki vermemeli, öncelikle tamamen yok saymalısınız. Kedinizle etkileşimlerinizde istikrarlı bir şekilde bu tavrı benimsemeniz zaman içinde istenen davranışların artmasını, problemli davranışların azalmasını beraberinde getirecektir. Dikkatli olunması gereken nokta ise şu: Sizin olumsuz olarak gördüğünüz birçok tepkinizi (sitem, kızma, ses yükseltme vb.) bile kediniz bağlama göre olumlu algılayabilir ve bu durumda farkında olmadan istemediğiniz o davranışı güçlendirmiş olursunuz. (Kedi eğitiminde bu tür tepkilerin yeri de yoktur ama kedili hayatınızda birçok durumda istemeden de olsa kendinizi bu davranışları gösterirken bulabilirsiniz.) Bu nedenle istemediğiniz bir davranışla karşılaştığınızda kontrollü olmalı ve öncelikle tepkisiz kalmalısınız. (bkz. aşağıdaki örnek senaryo)
Not: Tırmalama, tırmanma, yüksek yerlerde gezinme, kuytu yerlere girme, avcılık davranışları (pusu kurmak, hareketli şeylere, ellere, ayaklara saldırmak vb.) gibi davranışlar psikolojik sağlıksızlık göstergesi olan davranışlar değildir; bunlar kedinin doğal, sağlıklı davranışlarıdır. Bu davranışları bitirmeye çalışmamalı; tam tersi, bu davranışları doğru, çoklu, çeşitli ve sizin için de acısız çözümlerle kedinizin olabilecek en rahat ve sorunsuz biçimde göstermesini sağlamalısınız. Kedi Bilgisi'nde hepsiyle ilgili doğru çözümleri bulabilirsiniz.
Yemeğinizi yerken kediniz geliyor, yanınızda duruyor ve gözlerini size dikip bakmaya başlıyor. Siz de ona biraz bakıyorsunuz, sonra tekrar yemeğinize dönüyorsunuz. (İlk yanlış: Böyle bir bağlamda kedinize bakmanız davranışına gelen olumlu tepkidir çünkü dikkatinizi çekmeyi, ilgi görmeyi başarmıştır. Siz yemek yerken oraya gelip durma ve size bakma davranışı güçlenecektir.)
Kediniz bakmaya devam ediyor. Az sonra dayanamayıp kedinizle konuşmaya başlıyorsunuz; sitem ediyorsunuz, bunu yapmamasını, biraz sonra mamasını zaten vereceğinizi söylüyorsunuz. (Yanlış 2: Bu bağlamda kedinizle böyle konuşmanız, onunla aktif olarak ilgilenmeniz davranışına gelen daha güçlü olumlu tepkilerdir. Davranışı istemeseniz de iyice pekiştiriyorsunuz.) Kediniz tabii ki durup bakmaya devam ediyor, hatta belki artık işe miyavlamayı da katıyor. Durdukça, baktıkça, miyavladıkça ilgi gördüğünü öğreniyor ya da öğrendi bile. (Bazen tek bir deneyim bile yeterlidir; o kadar hızlı öğrenebilirler.) Biraz sonra dayanamayıp kafasını okşuyorsunuz ve bir parça yemek veriyorsunuz. Son düdük ve mağlubiyetinizle maç biter: Kedinize "dilenci kedi" eğitimi vermiş oldunuz. Bundan sonra her yemeğinizde kediniz gelecek, gözlerini size dikip kendisini tatmin edecek bir sonuç alana dek orada duracak, miyavlayacak, bacağınıza sürtünecek... Bu arada, kediniz belki en başta yemek bile istemiyordu, sadece sıkılmıştı ve ilgi istiyordu; şu anda bu davranışıyla yemek alabileceğini de öğrettiniz.)
Senaryonun olası devamı: Bu işin böyle gitmemesi gerektiğini hiçbir yemeğinizi huzur içinde yiyemeyerek ve belki kedinizin hızla kilo almasıyla kısa zamanda fark ettiniz ve kedinize sofradan yemek vermekten vazgeçtiniz. Kediniz tabii ki aynı davranışı göstermeye devam ediyor. Siz de artık disiplinli bir şekilde kedinizin isteğine karşı koyuyorsunuz; ama nadiren de olsa o bakışlara dayanamayarak bir şeyler veriyorsunuz. "Aralıklı pekiştirme" olarak adlandırılan bu durum, yani oturmuş bir davranışı düzensiz bir biçimde, ara ara ödüllendirmeye devam etmek, halihazırda öğrenilmiş davranışların kalıcılaşması için en etkili yöntemdir. Yani bunu da asla yapmamalısınız.
Peki tüm bu vb. senaryolarda doğru yaklaşım nedir? "İstenmeyen davranışlar ödüllendirilmemeli ve tamamen tepkisiz bırakılmalıdır" prensibi uyarınca kedinizin bu davranışı ilk gösterişinden itibaren onu tamamen yok saymalı, idealde kafanızı bile çevirip bakmamalıydınız. (Masadaki diğer kişiler için de aynı şey geçerli.) Böyle yapsaydınız, belki birkaç kez daha deneyecek, sizden bu şekilde ilgi göremediğini hızla öğrenip davranışı bitirecekti. (En baştan doğru tepkiyi vermek, yani tepkisiz kalmak, problemli davranışların oturmaması açısından çok daha kolay ve etkilidir.)
Şu durumda yapmanız gereken şey gene aynı; yani siz sofradayken gerçekleşen delici bakışlara, miyavlamalara, temaslara tepkisiz kalmak. (Fakat şimdi, davranış fazlaca pekişmiş olduğu için tükenmesi doğal olarak daha zahmetli ve uzun olacak; bunu kabullenmek zorundayız. Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz "tükenme patlaması" fenomenini, yani tüm pekiştirmelerin kesilmesi sonrasında davranışın kısa bir süreliğine çok daha güçlü bir şekilde gösterilmesini deneyimlemeniz de mümkün. Yapabileceğiniz en yanlış şey ise kedinizi ara ara ödüllendirmeye devam etmek. Ödül; kedinize bakmak, konuşmak, sitem etmek, mama vermek, ilgi göstermek vb. kedinizin olumlu bulabileceği her türlü tepki olabilir.) Tepkisizliğe ek olarak, kedinizin problemli davranışının gerçekleştiği bağlamın değerini düşürmek ve çevresel koşulları problemsiz alternatif davranışlara zemin sağlayacak şekilde değiştirmek de doğru hatta bazen gerekli bir tekniktir. Mesela, kedinizi yemeğinizden 20 dakika önce kedi oltasıyla iyice oynatıp ("avlandırıp") sonrasında bir öğünlük mamasını verebilirsiniz. Avlanıp karnı doyan bir kedinin sıradaki doğal davranışları kürk temizliği, dinlenmek ya da uyumaktır. (Kedilerde, doğada, bir günde defalarca tekrarlayan doğal davranış döngüsü: "UYAN-AVLAN-YE-TEMİZLEN-UYU) Mutfakta uygun bir yerde, idealde yüksek bir noktada kedinize rahat bir dinlenme yeri oluşturabilirsiniz. Bu yeni çevresel bağlamda biraz önce avlanıp karnını doyurmuş olan kediniz için artık ayağınızın yanında durup ilgi beklemek ya da yemek dilenmek değil, rahat yere çıkıp kürkünü temizlemek, etrafı izlemek ve dinlenmek daha cazip olacak.
Şimdi, bu örnekteki gibi problemli davranışlarla karşılaştığınızda neler yaptığınızı düşünün. Verdiğiniz tepkilerle istemeden de olsa kedinizin davranışlarını ödüllendiriyor olabilir misiniz? (Mesela "kapalı kapı önü miyavlama seansları"nda ne yaptığınızı düşünün.) Yoksa, problemli davranışın tükenmesi için gerekli tepkisizliği sergiliyor ve kedinizin dikkatini ve ilgisini sağlıklı davranışlara yönlendirecek bağlamsal değişiklikleri yapıyor ve çevresel alternatifleri üretiyor musunuz? (Biraz önceki örnekte yemeğinizden önce kedinizi oynatmanız, oyun üzerine hemen mamasını vermek ve mutfakta yüksek dinlenme yeri sunmak gibi.)
Bu vb. her örnek yaşamınızın doğal akışı içinde, organize eğitim seansı olmaksızın gerçekleşen "doğal eğitim"lerdir ve kedinizin ileride nasıl bir kediye evrileceğine fazlasıyla etki eder. Bu etkileşimlerde sorunlu davranışları yanlışlıkla ödüllendirmediğinize ve sadece doğru davranışları teşvik etmeye dikkat etmelisiniz.
NOT: Köpeğiniz, kuşunuz ya da başka bir petiniz varsa bu sayfada anlatılan, pozitif pekiştirmeye dayanan, ceza ve şiddet içermeyen eğitim metodunu güvenle uygulayabilirsiniz. Yapmanız gereken aynı ilkeleri kullanarak eğitim sürecini hayvanınızın türsel özelliklerine ve doğal gereksinimlerine göre ayarlamaktır. (Kazandırılacak davranışlar, ödülün ne ve ne kadar olacağı, imleyicinin nasıl olacağı, eğitim seansının ne kadar süreceği, eğitimde yapılacak kademelendirmeler vb. unsurlar hayvanınızın türüne ve özelliklerine göre doğal olarak değişecektir.) Yapılan araştırmalar köpek eğitimindeki en etkili ve sorunsuz metodun gıda ile ödüllendirme olduğuna işaret etmektedir. (bkz. Kaynak)
N.J. Mackintosh. Animal Learning. Erişim tarihi: 22.01.2024. Erişim kaynağı: Britannica | Arşiv bağlantısı
S. Ellis., J. Bradshaw (2016). The Trainable Cat: A Practical Guide to Making Life Happier for You and Your Cat. ISBN-13: 9780141979328 (ISBN-10: 0141979321). Yayınevi: Penguin Books
American College of Veterinary Behaviorists (2020). Decoding Your Cat. ISBN-13: 978-1328489906 (ISBN-10: 1328489906). Yayınevi: Houghton Mifflin Harcourt
E.R. John ve ark. (1968). Observation Learning in Cats. DOI: 10.1126/science.159.3822.1489 | Arşiv Bağlantısı