Eğitim, davranışsal bir amaç doğrultusunda tasarlanmış bir öğretme ve öğrenme sürecidir; dolayısıyla eğitimi anlamak için önce öğrenmenin üzerinde biraz durmak faydalı olabilir. Öğrenme; deneyimlerin neden olduğu, beyindeki ve bedendeki nöral ağlarda ve nörokimyasallardaki değişimlerin davranışlarda ortaya çıkardığı kalıcı değişimler olarak tanımlanabilir. Öğrenme, tüm hayvan türlerinin hayattakalımı için en önemli becerilerden biridir. Bir hayvan, beyninin ve sinir sisteminin belli bir gelişmişliğe varmasıyla (doğumdan daha önce) başlayarak çeşitli öğrenme biçimleri yoluyla kendisi için önemli olan uyaranları* dikkate almayı, önemli olmayanları yok saymayı, hayatta kalma ihtimalini yükseltecek davranışları çoğaltmayı ve düşürecek davranışları azaltmayı ya da bırakmayı öğrenir.
Alışma, duyarlılaşma, klasik ve edimsel koşullanma, mekânsal öğrenme, algısal öğrenme, kompleks problem çözme gibi birçok farklı öğrenme tipi vardır. Alışma, duyarlılaşma, koşullanma gibi bazı temel denilebilecek öğrenme tipleri hayvanların çoğunda bulunur, hatta alışma ve duyarlılaşma tek hücreli ökaryotlarda bile görülmüştür. Kompleks problem çözme gibi bazı tipler ise daha çok bilişsel kapasitesi yüksek olan belirli türlerde dikkat çeker. Türlerin evrimsel tarihleri, Umwelt'leri* ve bilişsel kapasiteleri hangi öğrenme biçimlerini ne düzeyde kullanacaklarını belirler. Kedilerimizi eğitirken kullanacağımız öğrenme tipleri ve bunlardan yola çıkılarak oluşturulmuş eğitim teknikleri aşağıda ele alınmıştır.
Uyaran: Bir canlının duyu organlarıyla algıladığı ve onda reaksiyon (davranışsal, duygusal, refleksif, fizyolojik vb.) üreten her şey bir uyarandır. Görüntüler, sesler, kokular, tatlar, temaslar, olaylar, durumlar...
Umwelt: Alman biyolog Jakob Johann von Uexküll tarafından ilk kez kavramsallaştırılıp terimleştirilen bu sözcük "kendi merkezli dünya" demektir ("çevre"nin Almancası olan "Umwelt" değildir); yani bir türün çevresiyle olan etkileşiminin, çevreyi algılayış biçiminin kendine has unsurlarının ve özelliklerinin ona yaşattığı türe özel gerçeklik ve dünya deneyimidir. Bir hayvan türünün başka bir hayvan türünün Umwelt'ini bire bir deneyimlemesi tanım gereği imkânsızdır; aynı yerde ve zamanda yaşasalar bile... Başka hayvanların çoğu davranışını anlaşılmaz ve garip bulmamız Umwelt farklılığından kaynaklanır. Kedilerin insanlara anlaşılmaz, esrarengiz, gizemli gelmesi de doğrudan bu fenomenle ilgilidir.
Kedinin, kendisini etkilemeyen, tekrar eden ya da süreklilik arz eden çevresel uyaranlara verdiği tepkinin azalmasıyla karakterize olan öğrenme tipidir. Evrimsel olarak, boşa enerji harcamayı engelleyen basit ama çok önemli bir öğrenmedir. Yeni dünyaya gelmiş bir hayvanın öğrenme deneyiminin önemli bir bölümünü habituasyonlar oluşturur. Kendisi için önemi olmayan sayısız çevresel uyarandan etkilenmemeyi, bunlara reaksiyon göstermemeyi öğrenir; böylece beyin gelişimi kendisini ilgilendiren şeylerle ilgili olarak yapılanır. Tersi olan duyarlılaşma ile birlikte bağsal olmayan öğrenme biçimlerini (İng: "non-associative learning") oluştururlar.
Evinize gelen sakin ve kendi halinde misafir bir çocuk önce kedinizin meraklı incelemesine maruz kalabilir. Eğer çocuk evinizde geçirdiği zaman süresince kedinize yönelik bir şeyler yapmazsa kediniz bir süre sonra çocuğun varlığını önemsememeye başlayabilir. Çocuğun bir sonraki gelişinde daha rahat bir tavır içinde olabilir. Çocuğun varlığı artık nötr bir uyarana dönüştüğü için onun yakınında bulunan sevdiği bir yere gidip yatabilir. Bu bir habituasyon örneğidir.
Duyarlılaşma, habituasyonun tam tersidir. Kedinin tekrarlayan ya da süreğen bir uyarana zamanla daha sık ve daha güçlü tepki verir hale gelmesidir. Sadece korkular için olmamakla birlikte, önceden korkulmayan bir şeye karşı git gide daha korkak hale gelinmesi duyarlılaşmadır. Yukarıdaki örnekte çocuk kediyle ilişkisinde pasif kalmak yerine, kediye yönelen ve onu rahatsız eden, korkutan davranışlarda bulunursa kedi çocuklara karşı duyarlılaşabilir. Artık eve gelen başka çocuklara da, kendisiyle ilgilenmeseler bile daha yoğun reaksiyon gösterebilir. Bu bir duyarlılaşma örneğidir.
Kedinizde herhangi bir uyarana karşı (başka bir pet, bebek, çocuk, yetişkin insan, elektrikli süpürge, saç kurutma makinası, herhangi bir eşya, gök gürültüsü, misafirler, veterinere gidiş, yolculuk, ilaç uygulamaları...) duyarlılaşma olduğunu, yani kedinizin herhangi bir şeye git gide daha fazla reaksiyon gösterdiğini, daha fazla korktuğunu, agresifleştiğini fark ettiğiniz anda proaktif bir şekilde bu bilişsel ilişkilendirmeyi durdurmak için çalışmalısınız çünkü bu ilerleyen bir süreçtir ve durumun düzeltilmesi git gide zorlaşır. Böyle durumlarda kullanmanız gereken teknikler "duyarsızlaştırma" (İng: desensitization) ve "karşı koşullandırma"dır (İng: counter conditioning) ve bunlar her kedi, hatta hayvan sahibinin ilk öğrenmesi gereken eğitim teknikleridir çünkü insan yaşamına dahil edilen hayvanlar kendileri için stresli ve korkutucu deneyimlerle mutlaka defalarca karşılaşmak durumunda kalacaklardır. (Daha fazla bilgi aşağıda.)
Kedi için nötr (değersiz) bir uyaranın, onda reaksiyona neden olan değerli bir uyaranla (olumlu ya da olumsuz olabilir) ilişkilenerek değerli hale gelmesiyle karakterize olan bir öğrenme tipidir. Kedinizin adını kendiliğinden öğrenmesi buna bir örnektir. Aslında kediniz adını değil, o sözcüğün peşisıra, genelde, iyi bir şeyin gerçekleştiğini öğrenir. Mamanın, okşamanın, oyunun, ilginin çoğunlukla kedinizin adını söylemenizden hemen sonra ya da onunla birlikte gelmesi, normalde kediniz için hiçbir anlamı olmayan bu sözcüğün (değersiz uyaran); bu olayların (mama, okşama, oyun vb. değerli uyaranlar) onda ürettiği pozitif duygusal reaksiyonlarla ilişkilenmesine neden olur ve artık kedinizin sadece adını söylediğinizde, mama vermeseniz bile, pozitif duygulanımlar tetiklenir ve kediniz ilgisini size yöneltir. Mama konservesinin açılma sesini ya da kuru mamanın dökülme sesini duyduğunda kedinizin heyecanlaması da klasik koşullanmadır. Normalde kedi için anlamsız olan bu ses, mamayla hep aynı anda ortaya çıktığı için nötr bir uyarandan koşullanmış, değerli bir uyarana dönüşür ve beyninde "konserve açma sesi = mama geliyor" olur.
Kedinizi korkutmayan herhangi bir uyaranın ortaya çıkışını kedinizin sevdiği şeylerle ilişkilendirerek klasik koşullanmayı kedinizin istediğiniz şeylerle pozitif algısal ilişkiler kurmasını sağlamak için kullanabilirsiniz. Örnek: Eve her misafir gelişinde kedinize ödül mamaları verebilir (mamayı misafire de verdirtebilirsiniz) ya da kaliteli bir oyun seansı düzenleyebilirsiniz. Bu deneyim birkaç kez aynı şablonda yaşandıktan sonra kedinizin kafasında "eve gelen yabancı insanlar = güzel mama/eğlence" ilişkisi kurulacaktır. Bu, uzun vadede kedinizin misafirlere karşı duyarlılaşma yoluyla git gide artan korkular geliştirmesini de zorlaştıran bir algısal altyapı oluşturacaktır; ya da günün birinde seyahate çıktığınızda kedinize bakmak için eve bir yabancı geldiğinde, bu deneyimin hem kediniz hem de o kişi için daha stressiz ve kolay olmasına yardım edecektir.
(Klasik koşullanmadan bu şekilde faydalanabilmeniz için başta o uyaranla ilgili kedinizde bir korkunun olmaması ön koşuldur çünkü korku varsa diğer öğrenme mekanizmaları çalışmaz; bu durumda aşağıda ele aldığımız "Duyarsızlaştırma ve Karşı Koşullandırma" tekniklerini kullanmalısınız. Misafir örneğinde, kediniz misafirden halihazırda korkuyorsa bu tekniği uygulamanız bir işe yaramayacaktır.)
Kedinin, bir davranışını, o davranışın ortaya çıkardığı sonuçlara bağlı olarak istemli bir şekilde arttırması ya da azaltmasıyla karakterize olan öğrenme tipidir. Kediniz mama konservesinin açılma sesini duyduktan sonra yan odadan yanınıza gelirse ve bunun sonucunda siz de ona mamasını verirseniz bu davranış güçlenecektir. Bu yolla, kediniz, kendisine fayda sağlayan bir davranışı öğrenmiş ve çoğaltmış olur. Konserve açılma sesi üzerine yanınıza gelme davranışı sonucunda mamaya erişim düzenlilik arz ederse bu davranış istikrarlı bir şekilde gösterilecektir ve güçlenecektir. Edimsel koşullanma, davranışın sonuçlarına göre beş farklı şekilde gerçekleşebilir:
İstemli davranışın, yukarıdaki örnekteki gibi, kedi için olumlu bir uyaranı ortaya çıkarması durumudur. Bu davranışlar güçlenir. Kedinizin bir yeri tırmaladığında kendini iyi hissetmesi, sevdiği bir ödül mamasını alması, kafasının okşanması pozitif pekiştirme örnekleridir. Bununla birlikte, mutfak tezgahına çıktığında sevdiği bir gıdaya ulaşması ya da bir dolaba/çekmeye girip çamaşırların üzerinde kıvrılıp uyuması da pozitif pekiştirme örnekleridir. Tırmalama, tezgaha çıkma, dolaba/çekmeceye girme davranışları kedi için olumlu sonuçlar üretmiştir. (Bazı davranışların pekişmesi için dışarıdan ödüle gerek yoktur; davranışın gerçekleşmesi bireye kendini daha iyi hissettirdiği için ödül içseldir, davranış her uygulamada kendiliğinden pekişir. Tırmalama, yemek yeme, su içme, çiftleşme vb. doğal davranışlar böyledir.)
İstemli davranışın kedi için olumsuz bir uyaranın sonlanmasına neden olmasıdır. Bu davranışlar güçlenir. Kedinizin soğuk bir zeminden koltuğa ya da kucağınıza atlaması ya da odadan çıkmak için kapı önünde miyavlaması üzerine kapının açılması negatif pekiştirme örnekleridir. Davranış (koltuğa/kucağa çıkma, kapı önünde miyavlama) halihazırdaki olumsuz durumun (üşümek, hacimsel kısıtlanmışlık) sonlanmasına neden olmuştur.
İstemli davranışın kedi için olumsuz bir uyaranı ortaya çıkarması durumudur. Bu davranışlar zayıflar. Kediniz istenmeyen bir yere çıkınca su püskürtmeniz, bağırmanız ya da akvaryumun üzerine zıplayan bir kedinin suya düşüp ıslanması pozitif ceza örnekleridir. Gösterdiği davranış, olumsuz bir durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur. (Su püskürtme, bağırma, vurma gibi şiddet içeren cezaların kedi eğitiminde de hayvan bakımında da yeri yoktur. Nedenleri için aşağıdaki ilgili paragrafa bakınız.) Şiddet içermeyen, travmatik olmayan ve kedinizin sizinle ilişkilendiremeyeceği "pozitif ceza"lar bazı durumlarda kullanılabilir. Mesela, tezgâha zıplayan bir kedinin burada çift taraflı bantlarla kaplanmış bir yüzeyle karşılaşması ve patisindeki yapışkanlıktan rahatsız olması da bir pozitif ceza örneğidir; tezgâha çıkma davranışı olumsuz bir sonuç üretmiştir; bu davranış azalacaktır.
İstemli davranışın kedi için olumlu bir uyaranın sonlanmasına neden olmasıdır. Bu davranışlar zayıflar. Kediniz oyun sırasında sizi ısırmak ya da tırmalamak gibi bir davranış gösterdiğinde oyunu kesmeniz negatif ceza örneğidir. Halihazırda var olan, kedi için olumlu bir durum, oyun oynamak, agresif davranışın gösterilmesiyle bitmiştir. (Gerçekten de böyle bir durumda yapmanız gereken ilk şey tam olarak budur. Bu konuda daha fazla bilgi için "Davranış Sorunları" bölümündeki "Kedilerde Saldırganlık" sayfamızdaki "Oyun Agresyonu" başlığından faydalanabilirsiniz.)
Daha önceden klasik ya da edimsel koşullanmayla yerleşmiş bir davranışın artık herhangi bir sonuç ortaya çıkarmaması ve buna bağlı olarak davranışın zamanla azalarak bitmesidir. Yani kedinin belirli bir davranışına sizden ya da çevreden kedinin olumlu ya da olumsuz olarak algıyabileceği hiçbir reaksiyon gelmemesi, kedinizi o an için tamamen yok saymanızdır. Bu durumda o davranış zaman içinde azalır.
Tükenme Patlaması: Pekiştirilmesi duran bir davranış tükenme sürecine girdiğinde bazı bireylerde önce çok daha güçlü bir şekilde gösterilebilir. Buna tükenme patlaması (İng: extinction burst) denir. Pekiştirme tekrar başlamazsa görece kısa sürede tükenme patlaması biter, davranış hızla azalmaya başlar. Yani, kedinizin istenmeyen bir davranışını pekiştirmeyi bıraktığınızda davranış güçlenirse bu başarısız olduğunuz anlamına gelmez. Bu süreçte pekiştirmeyi kesmenizin hiçbir işe yaramadığını düşünerek tekrar eski düzene dönmemeniz, davranışı ödüllendirmemeye (tepkisiz bırakmaya) disiplinli bir şekilde devam etmeniz gerekir.
Algısal öğrenme tiplerinden biri olan gözlemsel öğrenme ve taklit etme, adından da belli olduğu gibi bir bireyin, genellikle türdeşi olan başka bir bireyi gözlemleyerek ve taklit ederek bir davranışı öğrenmesidir. Kedilerde bu tip öğrenmenin olduğunu ve başarıyla işlediğini gösteren bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Bir çalışmada gözlemsel öğrenme grubundaki kedilerin konvansiyonel biçimlendirme tekniğiyle eğitim alan kedilerin olduğu diğer gruba göre belirli bir davranışı (ışık yandığında manivelaya basmak ve mama kazanmak) öğrenmede daha başarılı oldukları gözlemlenmiştir; davranışı daha hızlı ve daha az hatayla öğrenmişlerdir. Kapıları, mobilya kapaklarını, çekmeceleri açan, akşam yemeğinde sofrada herkes gibi bir sandalyede oturmak isteyen kediler bu davranışları muhtemelen "gözlemsel öğrenme ve taklit etme" yoluyla öğrenmektedir. Dolayısıyla, kediniz öğrenirse fiziksel olarak becerebileceği ve onun için tehlikeli olabilecek şeyleri sizi dikkatle izlerken yapmamanız iyi bir fikir olabilir.
NOT: Korku, kaygı ve stresle ilgili nörokimyasal süreçler aktifken diğer öğrenme biçimleriyle ilgili nörokimyasal mekanizmalar sağlıklı çalışamaz. Bu nedenle, tüm kedi ve hayvan eğitimlerinde, öğretilmek istenen konuyla ilişkili korkular varsa önce bunların duyarsızlaştırma ve karşı koşullandırma teknikleriyle ortadan kaldırılması gerekir.
NOT: Yukarıdaki tanımlara göre, dikkat edilecek olursa, "pozitif" ve "negatif" sözcükleri, olumluluk ve olumsuzlukla değil, ortama bir uyaranın eklenmesi ya da ortamdaki bir uyaranın ortadan kalkmasıyla ilgilidir. Özne açısından pekiştirmelerin ikisi de olumlu (istenen, sevilen), cezaların ikisi de olumsuz (istenmeyen, sevilmeyen) sonuçlarla ilgilidir.
NOT: Davranışın güçlenmesi demek; daha sık ve/veya daha hızlı ve/veya daha uzun sürecek şekilde ve/veya daha güçlü hareketlerle gösterilmesi demektir.
N.J. Mackintosh. Animal Learning. Erişim tarihi: 22.01.2024. Erişim kaynağı: Britannica | Arşiv bağlantısı
S. Ellis., J. Bradshaw (2016). The Trainable Cat: A Practical Guide to Making Life Happier for You and Your Cat. ISBN-13: 9780141979328 (ISBN-10: 0141979321). Yayınevi: Penguin Books
American College of Veterinary Behaviorists (2020). Decoding Your Cat. ISBN-13: 978-1328489906 (ISBN-10: 1328489906). Yayınevi: Houghton Mifflin Harcourt
E.R. John ve ark. (1968). Observation Learning in Cats. DOI: 10.1126/science.159.3822.1489 | Arşiv Bağlantısı