Kediler onlarla olan tüm etkileşimlerimizden bir şeyler öğrenir ve davranışlarında buna göre değişimler (güçlenmeler ya da zayıflamalar) olur. Bizim bilinçli ya da bilinçsiz olarak herhangi bir davranışına verdiğimiz tepkiyi olumlu olarak algılıyorsa davranış güçlenir; olumsuz olarak algılıyorsa zamanla davranış zayıflar. (Olumsuz tepkilerimizin sürekliliğine ve şiddetine göre, aramızdaki bağın hızla zayıflaması da dahil birçok başka sorun ortaya çıkabilir. Bu nedenle modern hayvan eğitimlerinde ceza kullanılmamaktadır.) Ya da davranışa sizden ya da çevreden hiçbir tepki alamazsa zaman içinde davranış git gide zayıflar ve biter.
Yukarıdaki bilgiler şu anlama geliyor: Kedinizle rutin etkileşimlerinizde sadece çoğaltmak istediğiniz ve sorunsuz davranışlarına pozitif tepkiler vermeli, problemli davranışlara hiçbir tepki vermemeli, öncelikle tamamen yok saymalısınız. Kedinizle etkileşimlerinizde istikrarlı bir şekilde bu tavrı benimsemeniz zaman içinde istenen davranışların artmasını, problemli davranışların azalmasını beraberinde getirecektir. Dikkatli olunması gereken nokta ise şu: Sizin olumsuz olarak gördüğünüz birçok tepkinizi (sitem, kızma, ses yükseltme vb.) bile kediniz bağlama göre olumlu algılayabilir ve bu durumda farkında olmadan istemediğiniz o davranışı güçlendirmiş olursunuz. (Kedi eğitiminde bu tür tepkilerin yeri de yoktur ama kedili hayatınızda birçok durumda istemeden de olsa kendinizi bu davranışları gösterirken bulabilirsiniz.) Bu nedenle istemediğiniz bir davranışla karşılaştığınızda kontrollü olmalı ve öncelikle tepkisiz kalmalısınız. (bkz. aşağıdaki örnek senaryo)
Not: Tırmalama, tırmanma, yüksek yerlerde gezinme, kuytu yerlere girme, avcılık davranışları (pusu kurmak, hareketli şeylere, ellere, ayaklara saldırmak vb.) gibi davranışlar psikolojik sağlıksızlık göstergesi olan davranışlar değildir; bunlar kedinin doğal, sağlıklı davranışlarıdır. Bu davranışları bitirmeye çalışmamalı; tam tersi, bu davranışları doğru, çoklu, çeşitli ve sizin için de acısız çözümlerle kedinizin olabilecek en rahat ve sorunsuz biçimde göstermesini sağlamalısınız. Kedi Bilgisi'nde hepsiyle ilgili doğru çözümleri bulabilirsiniz.
Yemeğinizi yerken kediniz geliyor, yanınızda duruyor ve gözlerini size dikip bakmaya başlıyor. Siz de ona biraz bakıyorsunuz, sonra tekrar yemeğinize dönüyorsunuz. (İlk yanlış: Böyle bir bağlamda kedinize bakmanız davranışına gelen olumlu tepkidir çünkü dikkatinizi çekmeyi, ilgi görmeyi başarmıştır. Siz yemek yerken oraya gelip durma ve size bakma davranışı güçlenecektir.)
Kediniz bakmaya devam ediyor. Az sonra dayanamayıp kedinizle konuşmaya başlıyorsunuz; sitem ediyorsunuz, bunu yapmamasını, biraz sonra mamasını zaten vereceğinizi söylüyorsunuz. (Yanlış 2: Bu bağlamda kedinizle böyle konuşmanız, onunla aktif olarak ilgilenmeniz davranışına gelen daha güçlü olumlu tepkilerdir. Davranışı istemeseniz de iyice pekiştiriyorsunuz.) Kediniz tabii ki durup bakmaya devam ediyor, hatta belki artık işe miyavlamayı da katıyor. Durdukça, baktıkça, miyavladıkça ilgi gördüğünü öğreniyor ya da öğrendi bile. (Bazen tek bir deneyim bile yeterlidir; o kadar hızlı öğrenebilirler.) Biraz sonra dayanamayıp kafasını okşuyorsunuz ve bir parça yemek veriyorsunuz. Son düdük ve mağlubiyetinizle maç biter: Kedinize "dilenci kedi" eğitimi vermiş oldunuz. Bundan sonra her yemeğinizde kediniz gelecek, gözlerini size dikip kendisini tatmin edecek bir sonuç alana dek orada duracak, miyavlayacak, bacağınıza sürtünecek... Bu arada, kediniz belki en başta yemek bile istemiyordu, sadece sıkılmıştı ve ilgi istiyordu; şu anda bu davranışıyla yemek alabileceğini de öğrettiniz.)
Senaryonun olası devamı: Bu işin böyle gitmemesi gerektiğini hiçbir yemeğinizi huzur içinde yiyemeyerek ve belki kedinizin hızla kilo almasıyla kısa zamanda fark ettiniz ve kedinize sofradan yemek vermekten vazgeçtiniz. Kediniz tabii ki aynı davranışı göstermeye devam ediyor. Siz de artık disiplinli bir şekilde kedinizin isteğine karşı koyuyorsunuz; ama nadiren de olsa o bakışlara dayanamayarak bir şeyler veriyorsunuz. "Aralıklı pekiştirme" olarak adlandırılan bu durum, yani oturmuş bir davranışı düzensiz bir biçimde, ara ara ödüllendirmeye devam etmek, halihazırda öğrenilmiş davranışların kalıcılaşması için en etkili yöntemdir. Yani bunu da asla yapmamalısınız.
Peki tüm bu vb. senaryolarda doğru yaklaşım nedir? "İstenmeyen davranışlar ödüllendirilmemeli ve tamamen tepkisiz bırakılmalıdır" prensibi uyarınca kedinizin bu davranışı ilk gösterişinden itibaren onu tamamen yok saymalı, idealde kafanızı bile çevirip bakmamalıydınız. (Masadaki diğer kişiler için de aynı şey geçerli.) Böyle yapsaydınız, belki birkaç kez daha deneyecek, sizden bu şekilde ilgi göremediğini hızla öğrenip davranışı bitirecekti. (En baştan doğru tepkiyi vermek, yani tepkisiz kalmak, problemli davranışların oturmaması açısından çok daha kolay ve etkilidir.)
Şu durumda yapmanız gereken şey gene aynı; yani siz sofradayken gerçekleşen delici bakışlara, miyavlamalara, temaslara tepkisiz kalmak. (Fakat şimdi, davranış fazlaca pekişmiş olduğu için tükenmesi doğal olarak daha zahmetli ve uzun olacak; bunu kabullenmek zorundayız. Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz "tükenme patlaması" fenomenini, yani tüm pekiştirmelerin kesilmesi sonrasında davranışın kısa bir süreliğine çok daha güçlü bir şekilde gösterilmesini deneyimlemeniz de mümkün. Yapabileceğiniz en yanlış şey ise kedinizi ara ara ödüllendirmeye devam etmek. Ödül; kedinize bakmak, konuşmak, sitem etmek, mama vermek, ilgi göstermek vb. kedinizin olumlu bulabileceği her türlü tepki olabilir.) Tepkisizliğe ek olarak, kedinizin problemli davranışının gerçekleştiği bağlamın değerini düşürmek ve çevresel koşulları problemsiz alternatif davranışlara zemin sağlayacak şekilde değiştirmek de doğru hatta bazen gerekli bir tekniktir. Mesela, kedinizi yemeğinizden 20 dakika önce kedi oltasıyla iyice oynatıp ("avlandırıp") sonrasında bir öğünlük mamasını verebilirsiniz. Avlanıp karnı doyan bir kedinin sıradaki doğal davranışları kürk temizliği, dinlenmek ya da uyumaktır. (Kedilerde, doğada, bir günde defalarca tekrarlayan doğal davranış döngüsü: "UYAN-AVLAN-YE-TEMİZLEN-UYU) Mutfakta uygun bir yerde, idealde yüksek bir noktada kedinize rahat bir dinlenme yeri oluşturabilirsiniz. Bu yeni çevresel bağlamda biraz önce avlanıp karnını doyurmuş olan kediniz için artık ayağınızın yanında durup ilgi beklemek ya da yemek dilenmek değil, rahat yere çıkıp kürkünü temizlemek, etrafı izlemek ve dinlenmek daha cazip olacak.
Şimdi, bu örnekteki gibi problemli davranışlarla karşılaştığınızda neler yaptığınızı düşünün. Verdiğiniz tepkilerle istemeden de olsa kedinizin davranışlarını ödüllendiriyor olabilir misiniz? (Mesela "kapalı kapı önü miyavlama seansları"nda ne yaptığınızı düşünün.) Yoksa, problemli davranışın tükenmesi için gerekli tepkisizliği sergiliyor ve kedinizin dikkatini ve ilgisini sağlıklı davranışlara yönlendirecek bağlamsal değişiklikleri yapıyor ve çevresel alternatifleri üretiyor musunuz? (Biraz önceki örnekte yemeğinizden önce kedinizi oynatmanız, oyun üzerine hemen mamasını vermek ve mutfakta yüksek dinlenme yeri sunmak gibi.)
Bu vb. her örnek yaşamınızın doğal akışı içinde, organize eğitim seansı olmaksızın gerçekleşen "doğal eğitim"lerdir ve kedinizin ileride nasıl bir kediye evrileceğine fazlasıyla etki eder. Bu etkileşimlerde sorunlu davranışları yanlışlıkla ödüllendirmediğinize ve sadece doğru davranışları teşvik etmeye dikkat etmelisiniz.
N.J. Mackintosh. Animal Learning. Erişim tarihi: 22.01.2024. Erişim kaynağı: Britannica | Arşiv bağlantısı
S. Ellis., J. Bradshaw (2016). The Trainable Cat: A Practical Guide to Making Life Happier for You and Your Cat. ISBN-13: 9780141979328 (ISBN-10: 0141979321). Yayınevi: Penguin Books
American College of Veterinary Behaviorists (2020). Decoding Your Cat. ISBN-13: 978-1328489906 (ISBN-10: 1328489906). Yayınevi: Houghton Mifflin Harcourt
E.R. John ve ark. (1968). Observation Learning in Cats. DOI: 10.1126/science.159.3822.1489 | Arşiv Bağlantısı